 DEVRİMCİ BÜLTEN’DEN OKURLARA
Hiç tartışmasız komünist hareket çok zor bir dönemden geçmektedir.Tek ulusal düzeyde değil ama uluslararası düzeyde de paramparçadır.Komünist hareketin kendi tarihsel gelişimi içerisinde bu parçalanmışlık ve dağınıklık,bir çok tarihsel faktörler tarafından yaratılmıştır.Hareketin kendi tarihsel gelişimi içerisinde de zorunlu bir evredir.Çünkü değişik kökenlerden ve geleneklerden gelen çeşitli komünist örgüt,grup,çevre ve kişiler,belirli bir niteliğe aynı tempoda varamazlar. Komünist bilincin gelişimindeki eşitsizlikler (kendilerini çok çeşitli formlarda gösterirler),bu bilincin çeşitli nicel derecelerine tekabül ederler.Bu niceliğin çeşitli dereceleri de (Devrimci Bülten’in geçmiş sayılarında ele alındığı gibi) komünist hareketin çeşitli nitel durumlarının oluşmasına neden olur:Çocukluk, ergenlik ve olgunluk aşamaları gibi. Ama işte sorun tam da bu noktada başlamaktadır.Tarihsel bir yapıya sahip olan bu aşamalar,haddinden fazla iradi bir zorlama ile ortadan kaldırılamaz. Birbirleriyle ilkesel düzeyde farklılıkları olan bu eğilimlerin,iradi bir zorlama ile birleştirilmesi,komünist hareketin genel dengesini bozmaya götürür.Ama bunun tersi de doğrudur.Bu eğilimlerin,haddinden fazla birbirlerinden ayrılmalarının, aralarındaki “açıların” olduğundan fazla açılması da, genel olarak komünist hareketin zayıf kalmasına,burjuvazi karşısında ama özellikle de küçük-burjuvazi karşısında sürekli erimesine neden olmaktadır. Gelinen aşamada,zaten dağınık ve parçalı bir durumda olan komünist hareketin,küçü-burjuvazinin ve liberal burjuvazinin,ideolojik,politik ve örgütsel etkilerinden ve manevralarından kendisini az çok koruyabilmesi ve kurtarabilmesi için,asgari bir düzeyde bir politik platform ya da konfederal bir yapı oluşturması kaçınılmazdır.Birbirlerine karşı ideolojik ,politik ve örgütsel olarak elleri serbest kalırken,burjuvazi ve özellikle de küçük-burjuvazi karşısında asgari düzeyde ortak bir politik refleks geliştirmek zorunludur.Bu bir komünistlerin birliği olmamalıdır. Bu tarihsel yapılarından dolayı şimdilik zor görünmektedir.Ama elbette ki hedef sürekli de bu olmalıdır.Bu politik platform bir blok olmalıdır ve özel tarzda bir örgütlülük gerekmektedir.Bunların detaylarının ortaya çıkarılması ise bu komünist hareketi (Türkiye ve Kuzey Kürdistan) oluşturan örgüt ve çevrelerin ancak bu noktadaki ortak çalışması ile elde edilebilir. Bunun dışında,bu eğilimler arasındaki açıları haddinden fazla ayrı tutmak,tarihsel deneyimin de gösterdiği gibi,sekter önder kadroların oluşmasına neden olmakta ve tasfiyeciliğin komünist hareket saflarına daha kolay yerleşmesine ve gelişmesine yaramaktadır.
DEVRİMCİ BÜLTEN
|