[ Kurdî   English   Francais                                 PROLETER DEVRİMCİLER KOORDİNASYONU (PDK)  28-05-2023 ]
{ komunistdunya.org }
   Açılış_sayfanız_yapın  Sık_Kıllanılanlara_Ekle

 Site Menü
   Ana Sayfa
   Devrimci Bülten
   Yazılar / Broşürler
   Açıklamalar
   Komünist Hareketten
   İlerici / Devrimci       Basından
   Kitap - Broşür PDF
   Sanat
   Görüşler

 Arşiv - Ara
   Arşiv
   Sitede Ara

 İletişim
   Bağlantılar
   Önerileriniz

_ _
{ }


_ _
{ Son Yazılar }
Devrimci ve Demokrat...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
EMPERYALİZM VE TÜRKİ...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrımcı Bülten Sayı...
Devrımcı Bülten Sayı...
Devrımcı Bülten Sayı...
Devrımcı Bülten Sayı...
Devrımcı Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
Devrimci Bülten Sayı...
_ _
{  PDK Devrimci Bülten - Sayı 56 (2) }
| Devrimci Bülten

DÜZ VE BASİT MANTIKLA TEORİ ÇÜRÜTÜLEMEZ


Teslim TÖRE



Konuya girmeden belirteyim: ben APO’ yu savunmak için bu tartışmaya girmedim. Buna ne APO’ nun gereksinimi var ne de benim. Üstelik APO`yu savunacak binlerce hatta milyonlarca Kürt var. O nedenle de benim savunmama hiç bir gereksinimi yoktur.

Bu yazıyı: “bilim adamlığı” adına karışık bir takım kafaların tam da savaşın ortasındaki Kürt Halkında moral bozukluğu yaratmaya çalışan bir zihniyeti teşhir etmek için yazıyorum. Kürt Halkı bütün parçalarında amansız bir mücadele veriyor. Kimi parçada silahlı mücadele, kiminde sokak mücadelesi, kiminde siyasi mücadele gibi kavganın bütün yöntemlerini uygulayarak onurlu bir mücadele sürdürüyor.

Kürt Halkının bu çaplı ve onurlu mücadelesinin bir yerlerinden yakalayıp, karınca kaderince katkı yapmak yerine, özellikle de savaşın en kızgın ve yakıcı alanlarında kavga eden militanların: kafasını karıştırmak, moralini bozmak, “acaba” diyeceği boşluğa düşürmek için çok önemli gayretler gösteriyorlar!...

Söz konusu gayretlerini: "APO’ nun ulus devleti savunmadığı,`ulusçuluğu ve devleti aştığını söylediğini`, kırk milyon Kürdün ulus devletsiz olmayacağı, ulus devlet kurmamış olan birisi nasıl olur da ulus devletini aşar, ulus devletini aşmak için önce bir ulus devleti kurmak gerekir, ulus devleti olmayı aşmış olanlar bile hala kendi bayrağı, kendi devleti ile devam ediyorlar..." gibi basit ve düz mantıkla APO’ nun “ Demokratik federasyon ve bölge federasyonu” tezini, politikayı ulus ve ulus devlet temelinde değil de “ halkların kardeşliği, eşitliği, birliği, özgürlüğü ” temelinde yapmış olmasını mantık demagojileri ile çürütmeye çalışıyorlar.

Marks`ın: "insanlar kendi tarihlerinin hem senaristi hem oyuncusudurlar, ama bunu tarih için yapmazlar" demiştir. İnsanlığın en önemli tarihi olan devrimler de böyledir. Devrim durumu bir devrime işaret eder, fakat devrimin hangi mecralardan nasıl geçeceğini ve izleyeceği seyri kestirilemez. İnsanlık bu güne kadar evrensel boyutlu dünyanın bütün dengelerini etkileyen ve değiştiren iki toplumsal devrime tanık oldu. Bunlardan birisi: burjuva devrimleri, diğeri ise proleter devrimleridir.

Sonuncusu; kurmuş olduğu sistem ve yaratmış olduğu sonuçlarla birlikte yıkılıp, tarihe karıştı...

Burjuva devrimi ise: devrimin ana hedefi olan “kardeşlik, eşitlik, özgürlük” gibi prensiplerinden vaz geçti. Devrimin çok önemli bir kazanımı olan “yurttaşlık” ve “yurt-severlik” ilkelerinin yerine “ulusçuluğu” (milliyet), “kardeşliğin” yerine şovenizm ve faşizmi, “eşitlik” ve “özgürlüğün” yerine ise gerici “ulus devletini” koydu. Ulusçuluk ve ulus devlet üzerine oturtmuş olduğu milliyetçi şoven, faşist ideoloji ile nice soy-kırımlar, dünya savaşları, onlarca yüzlerce lokal savaşlar yaptı. İnsanlığı ve doğayı (bu gün net olarak görüldüğü gibi) korkunç bir felaketin içine sürükledi. Ancak burjuvazinin bu felaket harcı ile kurmuş olduğu sistem ve yaratmış olduğu sonuçları ile birlikte yaşıyor. Dolayısı ile ona karşı mücadele de devam ediyor...

İnsanlığın çok önemli bir bölümü; burjuva kapitalist sistemini "toplumun en son sistemi" olarak kabul etmedi, “başka bir dünya mümkündür” diyerek mücadele başlattı ve devam ettiriyor...

Özgürlük Hareketi de “önderliğimiz” dediği APO’ nun kuramı üzerine inşa etmeye çalıştığı “başka bir dünya mümkündür” prensibi ile yola çıktı ve devam ediyor.

Özgürlük Hareketi, "ulusal bir hareket" olarak yola çıkmış olsa da yapısı gereği kısa bir süre içinde kaçınılmaz olarak bölgesel bir nitelik kazandı. Gelinmiş olan eşik ise bir dünya hareketine büyüme eşiğidir. Dünya hareketine büyümenin birinci nedeni, küresel aktörlerin üzerinde pazarlık yaptıkları Ortadoğu bölgesinin etkin bir aktörü konumunda olması, diğeri ise Avrupa çapında çok önemli bir organize güç durumuna gelerek, Türkiye ve bölge sorunlarına uluslararası önemli bir arena olan Avrupa da müdahale etme pozisyonunun bulanmasıdır...

Çok kutuplu dünya konjonktürü, bölge ve Özgürlük Hareketi`nin jeo-politik ve jeo-dinamik durumu çok özet olarak böyle: Mevcut dünya konjonktürü, bölgenin jeo-politik durumu havzasında “ulus devlet” ve “ulusçuluk” temelinde politika yapılarak amaca varılabilir mi?...

Bunun en somut örneği liderlik bazında Arafat, ülke bazında da Filistin dir. Arafat burjuva sınıfındandı, ulusal ideoloji temelinde “ulusal devlet” kurmayı hedefliyordu. Ne oldu? Şimdi Filistin`in iki otoritesi var; birisi Batı Şeria, diğeri Gazze dir. Ve bunlar "ulusal" mı dır? Bu bağlamda, yani “ulusal” ideoloji ve “ulus devlet” temelinde Filistin sorununun ufuklarında çözüm falan gözüküyor mu? Kesinlikle hayır! Somut bir veri olarak, Arafat ın “ulusçu” politika ve “ulus devlet “ anlayışı ile ortaya çıkmış olan ve İsrail in araya hiçbir sınır koymamış olmasına rağmen, Batı Şeria ile Gazze “ulusal” bazda bir birinden ne kadar uzaklarsa, araya Barzani`nin tel örgü ve Türkiye`nin “duvar” örmesine rağmen, Rojava hem Kuzey`e hem de Güneye çok önemli ve güçlü ulusal bağlarla bağlıdır. Demek ki, belirleyici olan politikanın isminin “ulusal”, amacının ise “ulus devlet” olarak konması değil; önemli ve belirleyici olan izlenen politikanın dünya konjonktürüne ve bölgenin jeo-politik ve o ulusun sosyolojik yapısına uygun olmasıdır...

Bu somut veri de göstermektedir ki, çağımızda “ulus” temelinde değil: halkların kardeşliği, yasal-anayasal eşitlik, özgürlük, dayanışma temelinde ve “ulus devlet” değil, “Demokratik Federasyon” devleti, “demokratik ulus” temelinde yapılan politika kazandırıyor. Sadece Kürt Halkına değil, bölge halklarına da…

APO`nun “ulusal modernite” olarak nitelediği, fakat “aştım” dediği "ulusalcılık" ve de "burjuva ulusal devrimleri" yerine: halkların kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü perspektifini koymasına itiraz ederek, APO’ ya “ulusal devlet” tezini dayatıyorlar. “Ulus devlet” tezi, Kürt Halkının mevcut yapısına denk bir tez olmadığı gibi, APO “aştım” dese de demese de, “ulus devletin” mucidi ve kurucusu olan kapitalizmin kendisi ulus devleti aşmış durumda...

Bunun en somut örneği AB’ dir. AB ülkeleri`nin her birinin hala “ulusal” parlamentosu, polisi, partileri, adalet mekanizması... vb. var. Ama bir üst devlet yapısı gibi AB’ nin de parlamentosu, polisi, adalet mekanizması... var. APO’ nun ve Özgürlük Hareketi`nin de istediği “demokratik bölge federasyonu” biçimsel olarak bunun benzeri. Ama Halklar tarafından kurulanı. Her halkın ya da ulusun hem kendi meclisi, öz yönetimi, hem de ortak meclis ve yönetimi savunuluyor. Özgürlük Hareketi`nin gündeminde ne eski hali ile “ulus devletler” , ne de proletarya devriminin kurmuş olduğu devletler mevcut.

Özgürlük Hareketi geçmişteki devrim ve sonrasında oluşan devlet yapılarının hiç birini taklit etmiyor. O kendi tarzını topluma sunuyor. Bilime ve bilim insanına düşen görev; bu yeni modeli geliştirmek olmalıdır.

Tarih ve toplum tarafından aşındırılmış, tarihin sayfalarında kalmış olan “ulus devlet” modelini son derece silik mantık oyunları ile APO’ ya dayatmak değil, “Ulus devletin” bizzat yaratıcısı tarafından aşılmakta olduğu bir yana, dört parçaya bölünmüş, her parçanın birlikte kaldığı ülke halkı ile belli ölçüde sosyolojik bir yapı oluşturmuş olması da “ulus devlet” tezini gereksiz kılıyor. Kürt Halkı, bölgede coğrafik sınırlarla belirlenecek bir konum arz etmiyor.

Kürt Ulusu, bölgede toprak üzerine konmuş olan sınırlarla değil; kültürel, sosyal, siyasal, dostluk, dayanışma vb. gibi sosyolojik olgularla ifade edilen bir fenomene dönüşmüştür. Bu nedenlerle “ulusalcılık” ve “ulusal devlet” Kürt Halkını büyüten, genleştiren, güçlü kılan ideolojik, teorik, politik bir tez olamaz. Tersine Kürt Halkına büyük zarar verir. APO’ nun belirttiği gibi: bitmez-tükenmez savaşlara neden olur ve bu savaşların kazananı da hiç olmaz.

Bütün bu tarihsel, toplumsal somut gerçekler ve Kürt coğrafyasının özelliği, Kürt Halkının bölge halkları ile geliştirmiş olduğu sosyolojik gerçeklikler nedeni ile, Kürt Halkına “ ulusçuluk ” ve " ulus devlet " savunuculuğunu önermek; ilericilik, devrimcilik, demokratlık, hele de bilim insanlığı asla değildir ve sapına kadar çağ dışılıktır, gericiliktir, burjuva kafalılığı ve karşı devrimciliktir! Doğrudan olarak da Kürt Halkının lehine değil aleyhine bir tez, bir politikadır...

Kendilerini APO’ dan daha devrimci, ilerici, demokrat olarak görenlerin, APO’ ya burjuva “ulusçuluğu” ve “burjuva ulus devleti” önermeleri tam bir hilkat garibesidir. Hanı ya, “demokratik” bir devlet ya da daha halkçı bir devlet önermeleri söz konusu olsa idi, belki içerik itibarı ile tartışılabilirdi.

Devrimcilik, demokratlık, ilericilik adına APO’ ya; “burjuva ulusçuluğu” ve “ulus devlet” önerip, neden bunları savunmadı diye de APO’ ya eleştiri yapanların ne kadar çağ dışı bir kafa yapısına sahip olduklarını çok net olarak gösteriyor...

İşte, APO ile, APO’ yu eleştirenlerin arasında böylesine kocaman bir çağ farkı var. APO bu günü ve geleceği gündemine alırken, " bilim adamlığı"
ve bilimsellik adına APO’ yu topa tutanlar, APO`ya üçten fazla çağ geride kalmış olan “ulus” ve “ulus devleti” dayatıyorlar. " Niye savunmuyor" diye de kınıyorlar... “Ulus” ve "ulus devlet" tezlerini bilimsellik adına oyalayıp, boyalayarak, APO ve Özgürlük Hareketi`ne karşı, Kürt milliyetçilerine malzeme temin ediyorlar. "Yazık" demekten başka ne denir ki ?!...

15 Ocak 2014

|
_ _