ÝÇÝNDEKÝLER 1-Yerel Seçimler ve Sonrasý 2-ABD’nin Suriye’den Çekiliþi ve Ýran’ýn Menzile Giriþi 3- Ýmralý Notlarý ve Barýþ Süreci-IV
YEREL SEÇÝMLER VE SONRASI 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sonra ne olacak? AKP noktasýnda hiçbir þey olmayacak ama muhalefetin, özellikle de CHP ve ÝYÝ Parti’nin içi fena karýþacak. HDP’nin ise durumu farklýdýr. O zaten sürekli baský ve zulüm altýndadýr yani “antrenmanlý”dýr. CHP ve ÝYÝ Parti ve yine küçük ortaklarý Saadet Partisi, bir hayal kýrýklýðýnýn üzerine bir baþka hayal kýrýklýðýný koyacaklar ve zaten iktidar blokunun (AKP ve MHP) amacý da muhalefetin tabanýnda bu hayal kýrýklýðýný yayarak bir yýlgýnlýk ve çözülme gerçekleþtirmektedir. Erdoðan ve AKP’nin amacý, muhalefeti MHP gibi yeni rejimin “süsleri” haline getirmek ve bu süsler aracýlýðýyla meþruluk elde etmektir. Ýþin ilginç tarafý CHP, ÝYÝ Parti ve Saadet Partisi ile yapmýþ olduðu “Millet Ýttifaký” aracýlýðýyla, AKP’nin istediði bu politikaya oturmuþ bulunmaktadýr. CHP’nin etrafý ÝYÝ Parti, Saadet Partisi, AKP ve MHP gibi gerici partilerle tamamen çevrilmiþ bulunmaktadýr ve bu kuþatýlmýþlýk onun “Demokratik Ulus”u oluþturan güçlerden tecrit edilmesine neden olmaktadýr. CHP farkýndan olmadan bir tür “gerici toplumsal asimilasyon” içerisine çekilmiþ durumdadýr ve bu cenderemeden mevcut politikalar ile çýkmasý ise mümkün deðildir. Yasal muhalefet bütün þatafatlý görünümüne karþýn, aslýnda iktidar olma umudunu kaybetmiþ durumdadýr. Çünkü Erdoðan ve AKP’nin bütün devlet kurumlarýnýn içini sürekli olarak komplolar ile boþaltýp ve yerine kendi kadrolarýný geçirmesi karþýsýnda çaresizdir ve bu çaresizlik yasal muhalefeti ve tabanýný giderek büyük bir hayal kýrýklýðýna sürüklemektedir. Yasal muhalefetin sadece “yasal” olanaklar ile mevcut rejim içinde güç olmasý ise giderek bataklýkta çýrpýndýkça batmaya benzemektedir. AKP ve küçük ortaðý MHP ile yasal muhalefet arasýndaki güç dengesi mevcut koþullar ve olanaklar ile asla kapanmayacak türdendir. Bunun nedeni AKP’nin gücünün “meþru olmayan” kaynaðýdýr. AKP sistem içerisindeki gücünü asla sadece sistemin olanaklarýyla elde etmemiþtir. Yasadýþý alana (baþta Fethullah Gülen Cemaati’nin yasadýþý örgütü) güçlü bir þekilde basarak ve bu yasadýþý alanda kendisine “uzatýlan paslarý” kullanarak sürekli “gol” atmýþ ve politik yelkenlerini doldurmuþtur. Bugün ise polis ve Ordu’dan istihbarat örgütüne ve sivil faþist paramiliter örgütlerden “emir-komuta” sistemindeki yargýya kadar bütün kurumlarý kendisine baðlamýþ ve sandýkta aykýrý bir sonuç çýktýðý andan itibaren ülkeyi içsavaþa sürükleyecek ve bu temelde halký bastýracak bir yapý oluþturmuþ durumdadýr. Bütün bunlar ise kendi tabanýnda “akýllý adam ve lider” imajý olarak alýcý bulmakta ve kabul edilmektedir. Yerel seçimlerde ne olacaðýný bilmek için büyük analizci olmaya gerek yoktur ve sadece geçen yerel seçimlere bakmak ve bu geçen yerel seçimlerde olanlarýn üzerine iki ve üç misli olan katakullileri koymak yeterlidir. Geçen seçimleri AKP hem Ýstanbul’da hem de Ankara’da kaybetti. Ama “yasadýþý” yollar ile kendisinde kalmasýný saðladý. Buna karþýn muhalefet bu açýk kanunsuzluða karþý birþey yapamadý ve sadece oturduðu yerde gürültü yaptý. Olaný zaman içerisinde kabullendi ve zaten gündem de AKP tarafýndan hýzlýca deðiþtirildi. Kaldý ki son Cumhurbaþkanlýðý kararnameleri ile yerel yönetimlerin de içi boþaltýlmýþ durumdadýr. Sakýncalý belediye baþkanlarýnýn görevden alýnýp ve yerlerine kayyum atanmasýnýn dýþýnda bütün yerel yönetimlerin finansman kaynaklarý Saray’ýn elindedir ve Saray istediði belediyeyi kaynaksýz býrakmak ve herkesi bezdirmek için herþeye sahiptir. Bir fýkradaki devenin cevabý bugün en çok Türkiye için geçerlidir. Hiçbir yeri doðru olmayan bir ülkede doðru iþler yapmak ya da sadece yasal yoldan ilerleyerek ülkeyi düze çýkarmak mümkün deðildir. Çünkü sistemin kendisi yasal deðildir. AKP ve MHP daha þimdiden 31 Mart Yerel Seçimleri’nin sonuçlarýný þu ya da bu þekilde garanti altýna almýþ durumdadýrlar ve her türlü meþru ve gayrý meþru araçlarýn birlikteliðinden oluþan bir önlemler dizisi daha þimdiden oluþturulmuþ bulunmaktadýr. Bugün muhalefetin temel sorunu “caydýrýcý” olamamasýdýr. Muhalefetin caydýrýcý olacak hiçbir olanaðý yoktur. Yeni rejimin devlet olanaklarýný ama özellikle de yargýyý “emir-komuta” zinciri biçiminde bir baský ve bastýrma aracý temelinde kullanmasý karþýsýnda hiçbir þey yapamamakta ve üstelik her gün de hakarete maruz kalmaktadýr. Bir kaç aydan beri de yasal muhalefet umudunu gittikçe derinleþen ekonomik krize baðlamýþ durumdadýr. Ancak unuttuðu yine “küçük bir þey” var: Mevcut koþullarda bu ekonomik kriz yeni rejimin daha da otoriterleþmesine ve onun bastýrma biçiminin daha da katýlaþmasýna hizmet edecek yoksa iktidardan düþüþüne deðil. Bugün yeni rejim huzursuzluðu bastýrmak için siyasetçileri, aydýnlarý, sanatçýlarý, sivil toplum örgütlerini vs. yargýya verdiði emirler ile içeri alýp, “akýllý olmalarý”ný saðlamaya çalýþmakta ve dýþarýdakilerine de onlarý örnek gösterip ve “akýllý olmadýklarý” taktirde ayný akibete uðrayacaklarýný onlara göstererek korkutmak istemektedir. Eðer yeni rejim bu yolla istediði sonucu alamaz ise, yöntemlerini daha da “katýlaþtýrmak”tan yani muhalefetin “sivri unsurlarý”ný fiziki olarak tasfiye etmekten ve kapsamlý bir terör uygulamaktan baþka bir seçeneði yoktur ve bu aþama onun politikalarýnda kaçýnýlmazdýr. Ekonomik krizin AKP’yi zayýflatacaðý beklentisi yasal muhalefetin ham hayalinden baþka bir þey deðildir. Sorunun çözümü görünenden de zor ve karmaþýktýr ve de bu karmaþýklýða basit reçeteler sunmak sadece uçurumun baþýndaki insanýn hayal dünyasýný yansýtmaktadýr. Peki o halde çýkýþ nedir? Çýkýþ yeni bir “Kuvayi Milliye” hareketi yani yeni bir “Ulusal Güç” yaratmaktýr. Kurtuluþ Savaþý’ndaki ulusal direniþ hareketine atýfla bunu yapýyoruz ama bu yeni hareket “Demokratik Ulus” biçimine ve kapsamýna sahip olmalý ve de Cumhuriyet’in kuruluþundaki yanlýþ ve eksikliklerden de arýnmýþ olmalýdýr. AKP ve MHP iktidar bloku, milliyetçi ve dinci faþist bir yapý olarak demokratik alaný bir tür “iþgal” hareketidir. Demokratik alanýn giderek daralmasýný ve yok olmasýný önlemek ise bu demokratik alanýn korunmasýndan çýkarý olan bütün toplumsal kesimlerin (ki Demokratik Ulus’tur bu) birliðinden geçmektedir.Nasýl Cumhuriyet’in kuruluþunda Kuvayi Milliye Hareketi askeri ve politik olmak üzere iki ayaða sahipti , þimdiki Demokratik Ulus hareketinin de askeri ve politik olarak iki ayaða sahip olmasý ve Devrimci-Demokratik bir cephe yaratarak Demokratik Cumhuriyeti hedeflemesi gerekmektedir. Bu noktada bütün sorun, bu yeni Kuvayi Milliye hareketinin askeri ayaðýnýn nasýl oluþturulacaðý ve demokratik hareket ile nasýl bir toplumsal koordinasyon içerisinde olacaðýdýr. Bu ise günümüzde devrimci hareketin temel sorunlarýndan bir tanesini oluþturmaktadýr ve bu sorun çözülemeyene kadar da, “milliyetçi ve dinci iþgal”in toplumda giderek derinleþmesini ve geliþmesini engellemek mümkün deðildir. DEVRÝMCÝ BÜLTEN
|