[ Kurd   English   Francais                                 PROLETER DEVRMCLER KOORDNASYONU (PDK)  18-09-2024 ]
{ komunistdunya.org }
   Açýlýþ_sayfanýz_yapýn  Sýk_Kýllanýlanlara_Ekle

 Site Menü
   Ana Sayfa
   Devrimci Bülten
   Yazýlar / Broþürler
   Açýklamalar
   Komünist Hareketten
   Ýlerici / Devrimci       Basýndan
   Kitap - Broþür PDF
   Sanat
   Görüþler

 Arþiv - Ara
   Arþiv
   Sitede Ara

 Ýletiþim
   Baðlantýlar
   Önerileriniz

_ _
{ }


_ _
{ Son Yazlar }
Devrimci ve Demokrat...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Sa...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
EMPERYALÝZM VE TÜR...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
_ _
{  Devrimci Bülten Sayý 74 (4) }
| Devrimci BültenPKK’NÝN STRATEJÝK AÇMAZI VE ÇÖZÜM YOLLARI ÜZERÝNE
K. Erdem

 
Türkiye’nin Rojava’daki son Barýþ Pýnarý iþgal operasyonu ve Türkiye-ABD anlaþmasý, PKK’nin ama özellikle de PKK’nin Kandil Yönetimi’nin, uzun zamandan beri uygulamýþ olduðu yanlýþ politikalardan dolayý stratejik bir açmaz içerisine düþtüðünü de göstermektedir. ABD’nin kendi Ýran politikasý için Türkiye’nin Rojava’nýn bir kýsmýna girmesine göz kýrpmasýndan sonra,Türkiye anlaþmalý bir þekilde Rojava’nýn bir kýsmýný iþgal etmiþtir. Bu durum yeni bir dönüm noktasý olup, PKK’ye yeni bir stratejik yönelim dayatmaktadýr. Hareketin bu yeni stratejik yönelimi yapamadýðý durumda,1999’dan daha büyük bir stratejik darbe ile karþý karþýya kalmasý kaçýnýlmazdýr.

Herþeyden önce PKK’nin stratejik açmazýnýn karakterini ortaya koymak gerekmektedir. PKK’nin stratejik açmazý ne ile karakterizedir?

PKK’nin stratejik açmazý, Kürdistan’ýn hiçbir parçasýndaki mücadeleyi sonuna kadar götürememe hatta elindeki kazanýmlarý dahi koruyamamayla karakterizedir. Bunun nedeni ise Kürdistan’ýn farklý parçalarýný, doðru bir strateji temelinde birbirlerine baðlayamamasýndan kaynaklanmaktadýr. Bu baðlayamamanýn altýnda ise, bir bütün olarak emperyalist siyaseti ve bu siyasetin temel bileþenlerini doðru yerlerine oturtamamasý ve onlarýn arasýndaki iliþkilerin doðasýný yeterince anlayamamasý yatmaktadýr. Bunlara ek olarak da, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ýn geliþtirmiþ olduðu yeni devrim tipini ve ilkelerini anlayamamasý da bulunmaktadýr. Bütün bunlar bugünkü PKK’nin stratejik açmazýnýn altýnda yatan temel nedenlerdir.

O zaman bu noktalarý kýsaca açalým.

PKK emperyalist sistem içerisinde hangi güçlerin doðasýný yeterince anlayamamýþtýr?

Bunlarýn baþýnda ABD ve müttefikleri gelmektedir. ABD’nin gücünün sýnýrlarýný ve hegemonyasýndaki tarihsel aþýnmayý yeterince hesaplayamamýþ ve çok mekanik bir þekilde bu gücün Ortadoðu’ya aðýrlýðýný koyarak, baþta Ýran rejimi olmak üzere bir çok rejimi yýkabilecek durumda olduðunu sanmýþtýr. Hatta bu gücü o kadar abartýlý ele almýþtýr ki, Türkiye’nin iplerini her zaman elinde tutacaðýný ve ABD ile müttefiklerine raðmen Türkiye’nin baðýmsýz bir politika izleyemeyeceðini sanmýþtýr. Halbu ki, Kürt Halk Önderi, 2003 yýlýnda yazdýðý “Bir Halký Savunmak” kitabýnda, bir çok ihtimali hesaba katmýþ ve Türkiye’nin statükoyu korumak için hareket ettiði bir durumda nasýl hareket edilmesi üzerine beyin jimnastiði yapmýþtýr! Öcalan Türkiye’nin baðýmsýz hareket etme yeteneðini ve olasýlýðýný her zaman gözönünde bulundurmuþ ve hatta 2008 yýlýndan itibaren hazýrladýðý yeni strateji de buna dayanmaktadýr (Bakýnýz “Ýmralý Notlarý ve Barýþ Süreci adlý yazýma).

Ýkinci olarak, Türkiye’de iktidar deðiþiminin karakterini okuyamamasýdýr. Önce AKP-Cemaat ittifakýnýn beraber, daha sonra da AKP’nin tek baþýna iktidarý ele geçirmesinden sonra,bu deðiþimin Batý ile stratejik iliþkileri yokedeceðini görememiþtir. Batý’nýn AKP’yi her zaman yola getireceði beklentisi, yukarýdaki hatanýn uzantýsý olarak ortaya çýkmýþtýr yani ABD ve müttefiklerinin gücünün yanlýþ ölçülmesinin. AKP’nin ABD ile Rusya emperyalist kamplarý arasýnda daha zayýf ama bölgesel bir üçüncü emperyalist kamp oluþturma ve bu temelde emperyalist savaþta nüfuz mücadelesi içerisine girmeyi anlayamamýþtýr. AKP bu üçüncü ve bölgesel olan zayýf emperyalist kampý,diðer iki kamp arasýna Stratejik Denge Konumu elde edecek þekilde yerleþtirmiþtir ve bunun Rusya ve Ýran ile taktik bir iliþki kurmaya kapý aralayacaðýný anlamamýþtýr. PKK’nin Batý’ya fazla yaklaþtýðý bir durumda, bu sonuncularý yaklaþtýracaðýný görememiþtir. AKP aslýnda Öcalan’ýn PKK’yi oturtmuþ olan tarihsel yerine ikame etmiþtir ve PKK’nin hatalarýný kullanarak onu bu yerden uzaklaþtýrarak kendisi onun yerine geçmiþtir.

Bütün bunlar, PKK’nin stratejik önceliðini hangi parçaya vermesi gerektiðini ve bu önceliðe göre diðer parçalardaki iliþkilerin taktik yapýsýnýn nasýl örülmesi gerektiðine engel teþkil etmiþtir. Ama ideolojideki baþka yanlýþ noktalar da bu çerçevenin ortaya çýkmasýna yardým etmiþtir. Demokratik Ulus ve Demokratik Modernite devrim teorilerinin yeterince anlaþýlamamasý, stratejik ve taktik yapýnýn yanlýþ kurulmasýna neden olmuþtur (Bunun detaylarý için “PKK ve Ortadoðu Devrimi” adlý kitabýma bakýlabilir). Özellikle de Kürt Ulusal birliðinin Kürdistan Ulusal Kongresi etrafýnda oluþturulmamasý da yine KDP ve YNK gibi hareketlerin tarihsel doðalarýnýn anlaþýlamamasýndan kaynaklanmýþtýr. Yine bu sorunlarýn bir parçasý olarak, savaþ alanýndaki temel noktalarla ikincil noktalarýn birbirlerinden ayýrtedilememesi ve temel noktalara yoðunlaþýrken ikincil noktalarda profilin düþük tutulmasý ya da pas geçilmesi ilkesi de uygulanýlamamýþtýr.

Bugün PKK açýsýndan bütün mesele, bu stratejik açmazdan nasýl kurtulacaðý ve mücadeleyi nasýl bir yol ve yöntem üzerine oturtacaðý sorunudur, ki bu makalenin ana temasýný oluþturur.

PKK’nin bugünkü stratejik açmazdan kurtulabilmesi için, herþeyden önce Kürdistan’ýn hangi parçasýna öncelik vereceðini ve diðer parçalardaki iliþkileri bu önceliðe göre nasýl ayarlayacaðý sorununu çözmesi gerekir ki, bu sorun emperyalist sistemin analizine ve bu sistem içerisindeki güçlerin iliþkilerinin doðru deðerlendirilmesine baðlýdýr.

Stratejik önceliðin belirlenmesi noktasýnda PKK’nin fazla bir seçeneði yoktur. Zaten AKP’nin faþist zihniyeti ve düþmanlýðý, Türkiye düþmanlýðýný acil olarak PKK’ye dayatmaktadýr. PKK AKP’nin kendisine olan düþmanlýðýndan kaçamayacaðý için doðal olarak baþ düþman olarak PKK’nin karþýsýna dikilmektedir. Bunun nedeni AKP’nin yeni bir rejim inþasýna giriþmiþ olmasý ve bu rejimi de PKK ile düþmalýðý körükleyerek ve Kürt sorununu sonuna kadar istismar ederek, içerideki muhalefeti sürekli bölmesinden kaynaklanmaktadýr. PKK ile savaþ yeni faþist rejimin oturtulmasýna hizmet etmektedir. Sorun bir yanýyla bu iken, diðer yanýyla da PKK’nin varlýðýnýn yeni rejim için sürekli tehdit oluþturmasýdýr. PKK tehditi varoldukça yeni rejim asla oturmayacaktýr. Bu durum Kuzey savaþýný temel savaþ olarak PKK’ye dayatmaktadýr.

PKK Kuzey’den (AKP) gelecek olan tehditi,Batý’nýn Türkiye üzerinde uygulayacaðý baský ile dizginleyebileceðini sanmýþtýr. Bundan dolayý yanlýþ bir iliþki ve mücadele yapýsý ortaya koymuþtur. Kuzey savaþýna zayýf hazýrlanmýþ ve Batý’nýn Ýran rejimini yýkma politikasýna fazla angaje olarak, Rusya-Ýran ekseninin Türkiye’yi Suriye’ye çekmesine neden olmuþtur. Rusya-Ýran ekseni, Batý’nýn Rojava’yý güvenli hale getirerek,buradan Ýran rejimini yýkmak için yararlanmasýný önlemek ve bu temelde Ýran cephesinin açýlmasýný sürekli geciktirmek için,Türkiye’nin Suriye’ye giriþine izin vermiþler ve PKK’nin güçlerinin sürekli olarak Rýojava’da çakýlý kalmasýna neden olmuþlardýr.

Yeni ABD Yönetimi ise (Trump ve danýþmaný Kissinger), Rusya ve Ýran’ýn bu politikasýna ayný þekilde pazarlýðý üst perdeden açarak karþýlýk vererek,Rojava’nýn bir kýsmýný Türkiye’ye býrakarak,Türkiye ile Suriye devletini savaþ ile karþý karþýya getirme politikasýna geçmiþtir. Bu politika, PKK, IÞÝD ve Suriye devletinin Türkiye ile çatýþmasýný öngörmekte ve ABD dýþýndaki bütün güçlerin zayýflatýlmasý hedefine baðlanmýþtýr. ABD kendi çýkarlarý için Rojava’nýn bir kýsmýný gözden çýkarmýþ ve hatta PKK’yi Kandil’de ezme politikasýna da kapý aralayarak,PKK’yi tam bir stratejik açmaza sürüklemiþtir.

Bütün sorun PKK bu çemberden nasýl çýkacaktýr?

Yeni bir stratejik perspektif geliþtirmeden bu çemberden çýkýþ mümkün deðildir. Ama sorun bu yeni stratejik perspektifin geliþiminin ideolojik sýçrama yapýlmasýna baðlý oluþudur. Özellikle de Leninist ya da Bolþevik devrim tipinde ýsrarýn PKK’nin stratejik darbelenmesine sadece katký yapacaðýdýr. PKK’nin Kandil Önderliði, Kürt Halk Önderi’nin Yeni Devrim Tipi’nin temel ilkeleri düzeyine çýkmakla yükümlüdürler ve bunu yapamadýðý her durumda kaybedecektir.
O zaman kýsaca ne yapýlmasý gerektiði üzerinde duralým.
Önce PKK’nin askeri ve diplomatik olarak hangi cephelerle karþý karþýya olduðunu ortaya koyalým:

1-ABD,Ýsrail ve baþta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez Monarþileri
2-Ýngiltere ve AB
3-Ýran
4-Suriye
5-Rusya
6-Çin
7-KDP-YNK
8-Türkiye ve Katar

Ama bunlar da kendi içerisinde dört grup oluþtururlar:

1-ABD,Ýsrail ve baþta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez Monarþileri ve KDP.
2-Rusya-Ýran-Suriye-YNK-Çin.
3-Ýngiltere,AB.
4-Türkiye ve Katar.

Bir de bunlar içerisinde PKK ile direk savaþacak olanlar vardýr, bir de dolaylý olarak savaþacak olanlar vardýr.

1-Direk: Türkiye,Ýran,Suriye.
2-Dolaylý: ABD ve müttefikleri,Ýngiltere,AB (bu sonucusu daha çok Fransa, Almanya, Hollanda vs. )

KDP ile YNK hem direk hem de dolaylý olarak savaþma potansiyelleri olan hareketlerdir.

PKK karþýsýndaki bu geniþ düþman cephesinin bir çok parçaya ayrýlmasý ve Kuzey savaþýnýn AKP faþizminin yýkýlmasý temelinde sonuca götürülmesi mümkündür!

I-PKK’nin Stratejik Önceliði

PKK’nin stratejik önceliði Kuzey Kürdistan’dýr. Zaten AKP bu savaþý PKK’nin kucaðýna býrakmýþtýr ve PKK’nin bu savaþtan kaçýnma olanaðý yoktur. Bütün güçleri ezici bir þekilde Kuzey savaþýnda toplayabilmek gerekir. Bu PKK efektiflerinin yaklaþýk yüzde yetmiþine denk düþer. Ama PKK’nin gerilla güçlerinin ezici çoðunluðunu Kuzey savaþýnda toplayabilmesi için Kürdistan’ýn diðer cephelerinde radikal taktik düzenlemeler yapmasý gerekmektedir (ileride açacaðýz).

Ama Kuzey savaþýnýn verilme tarzý da Kürt Halk Önderi’nin Yeni Devrim Tipi temelinde olmalýdýr. Klasik Devrimci Halk Savaþý terkedilmelidir. Sýrf savaþ ile zafer kazanýlmaz. Kuzey’deki savaþ Türk iç politikasýnýn kalbine saplanmýþ bir kama gibi olmalýdýr yani psikolojik savaþ konseptine uygun olarak, HDK ile HDP’nin önünü açan bir yapýya sahip olmalýdýr. Savaþ HDP’nin büyütülme sürecine baðlanan ve seçim sistemi etrafýnda Erdoðan ve AKP’nin meþruiyetinin yokedildiði bir yapýya sahip olmalýdýr. HDP’nin büyütülmesine baðlanmayan bir savaþ yenilmeye mahkumdur.

Kandil modern çaðýn savaþ konseptini kavramamýþtýr. Bu savaþ biçimi Vietnam’da doðmuþtur ve denenmiþtir ve de sonuç alýnmýþtýr. Barýþ sürecinde de Kürt Halk Önderi’nin yapmak istediði þeyin aynýsýdýr. Sorunun anlaþýlmasý için Vietnam’da savaþýn nasýl kazanýldýðýna kýsaca deðinelim.

Kuzey Vietnam eðer ABD ve Güney karþýsýnda savaþý kazandý ise ve ABD savaþý kaybetti ise bunun nedeni savaþýn karakterini en iyi Kuzey’in kavramýþ olmasýnda yatar. Çok doðru olarak Kuzey Vietnam savaþý iki cepheye bölmüþ ve bu iki cephe arasýndaki diyalektik iliþkiyi ise doðru kurmuþtu. Kuzey Vietnam’a göre,Vietnam savaþý biri Vietnam’da olan askeri bir alana, diðeri de ABD’de olan politik ve psikolojik bir alana sahipti ve bu ikisi içiçe geçmiþti. Kuzey hiçbir zaman savaþý Vietnam’daki askeri yöntemlerle kazanamazdý. Vietnam savaþý ancak ABD’de ABD hükümetlerinin kendi halkýyla karþý karþýya gelmesiyle yani merkezde bir irade zayýflamasýyla sonlanacak bir yapýya sahipti. Bunun için yapýlmasý gereken tek þey ise ABD’ye azami düzeyde ABD askeri cenazesi göndermekti. Bir kez savaþ bu þekilde kurulduktan sonra General Giap’ýn iþi ABD kuvvetlerine ülkede en yüksek darbeyi vurmaktý. ABD hükümetleri önce bunu anlamadýlar. Ama 1968 Ted Savaþý ABD’de büyük infal yaratýnca ve savaþa karþý genel bir kitlesel direnç baþlayýnca ABD Vietnam savaþýndan çekilme arayýþlarýna girdi.

Ayný politikayý Barýþ Süreci’nin sonunda APO uygulamak istiyordu. Barýþ sürecinde gerilla kuvvetlerini büyüterek ve yýkýcý bir savaþla AKP’yi sandýða gömerek politik yenilgisini gerçekleþtirmek istiyordu.

Kuzey’deki bu yýkýcý savaþýn geliþtirilebilmesi için,Kürdistan’ýn diðer cephelerinde çok önemli taktik açýlýmlarýn yapýlmasý gerekmektedir. PKK’nin Kuzey’de ezici bir yoðunlaþma gerçekleþtirebilmesi için , ABD ve müttefikleri, AB ve Ýngiltere ile KDP-YNK’yi hareketsiz tutabilmeli ve Ýran ile Suriye ile de güçlü taktik iliþkiler geliþtirmelidir. Okur bunun ilk bakýþta zor olduðunu düþünecektir ki haklýdýr. Ancak taviz politikalarýnýn akýllý yönetimi bu sonucu getirecektir ve nasýl olacaðýný açacaðýz.

II-Ýran ve Suriye ile Güçlü Taktik Ýliþkilerin Kurulmasý

Bugün Ortadoðu’da ama özellikle de Suriye kaynaklý bir çok politikanýn altýnda yatan neden PKK’nin kendisidir. PKK bir çok sorunun kaynaðýnda bulunmaktadýr ve ortaya koyacaðý akýllý ve güçlü politikalarla da bölge politikasýný etkileyecektir.

Kürt Halk Önderi Barýþ Süreci’nde HDP Ýmralý Komisyonu aracýlýðýyla baþta Cemil Bayýk olmak üzere KCK’ye göndermiþ olduðu mesajlarýnda, Türkiye ile savaþýn tekrar baþlamasý durmunda PKK’nin Ýran-Suriye ekseninde kalacaðýný özellikle altýný çizerek Cemil Bayýk’a bildirmiþtir. Hatta Barýþ Süreci sýrasýnda Ýran ile ateþkesten Türkiye gibi diyalog sürecine geçilmesinin talimatýný vermiþtir. Aman bunlar olmamýþtýr ve nedeni Rojava’da uygulanýlan yanlýþ politikalardýr.

Ekim 2014’te ABD ve müttefikleri, IÞÝD aracýlýðýyla Rojava’ya saldýrmýþlar ve PKK’yi Rojava’yý býrakma ve geri çekilme ile elde bulundurma ve taviz verme ikilemine sokmuþlardýr. PKK’nin Kandil Yönetimi Rojava’nýn elde kalmasý sonucunda bazý tavizler vererek bugünkü sürecin kapýsýný aralamýþtýr. Rojava’da PKK’nin IÞÝD aracýlýðýyla teslim alýnmasý,PKK’nin APO’nun vermiþ olduðu Ýran-Suriye eksenine geçmesine engel olmuþtur. PKK ile Ýran iliþkileri ateþkes düzeyinde kalmýþ ama bu ateþkesin bozulmasý da Rojava’nýn güvenli hale getirilmesiyle ve güçlü bir Kürt ordusunun kurulmasýyla da bozulacak olmasýna baðlanmýþtýr. Bu durum Ýran ve Rusya’yý harekete geçirerek ve Türkiye’yi Suriye’ye çekerek hep geciktirilmiþtir. Türkiye’yi Suriye’ye sokan PKK’nin yanlýþ politikalarýdýr. Bu politikanýn sonlandýrýlmasý ise olaylarýn tersten tekrar doðru bir þekilde kurulmasýna baðlýdýr. Özellikle de bugün Trump yönetimi uygulamýþ olduðu politika ile her ne kadar PKK’ye büyük bir darbe vurmuþsa da PKK’nin yeni bir politikaya geçebilmesinin de aslýnda olanaklarýný yaratmýþtýr.

PKK Ýran ve Suriye için yaratmýþ olduðu tehditi ortadan kaldýrdýrdýðý oranda Ýran ve  Suriye ile güçlü iliþkiler yaratmýþ olacaktýr. Bu iliþkiler olmaksýzýn,Kuzey savaþýnda ezici güç oluþturamaz.

Rojava’nýn Ýran ve Suriye için tehdit olmaktan çýkarýlmasý, ayný zamanda Türkiye’nin Ýran ve Rusya ile de çeliþkilerinin arttýrýlmasý anlamýna gelecek ve Barýþ Pýnarý Harekatý ile Türkiye Suriye bataklýðýna saplanmýþ olacaktýr. Türkiye Suriye’de kaldýkça, PKK Ýran ve Suriye ile uzun yýllar sorunsuz bir iliþki kurabilecektir ve Türkiye’nin Suriye’deki iþgaline karþý bir denge unsuru olarak,Ýran ve Suriye PKK’ye destek vereceklerdir.

Ancak PKK’nin Ýran ve Suriye devletleriyle de önemli “ev ödevleri” vardýr ve bu ev ödevlerini sorunsuz yapmak durumundadýr. Hem Ýran hem de Suriye rejimlerinin düþmanlarý karþýsýnda PKK Demokratik Ulus siyasetinin parçasý olarak bu devletlerin güvenliðini gözetmek zorundadýr. Bundan sonraki bölümde deðineceðim gibi, YPG’nin bir bölümünün terhis edilmesi sonucunda,bu devletlerin güvenliklerine katký yapmalýdýr.
PKK’nin Suriye’deki askeri birlikleri, Suriye bayraðý altýnda ve Suriye Ordusu içinde, Suriye iç savaþýnýn sona ermesi ve her türlü iþgal birliklerinin ülkeden atýlmasý için Anavatan savunmasýna katýlmalýdýr. Rojava’daki siyasi ve toplumsal örgütler yine kalabilir ama asayiþin dýþýndaki askeri birlikler bu yukarýdaki forma girmelidir.

Ýran ile ateþkesten Öcalan’ýn dediði diyalog sürecine geçilmeli ve bu sürecin ürünü olarak da PJAK Ýran devletinin güvenliðine katký yapmalýdýr. Hatta Ýran devletiyle birlikte Ýran’ýn güvenliði için ortak tatbikatlar dahi düzenlenebilir (Eee ne olmuþ yani!). Bununla birlikte Ýran devletinin güvenliðine yapýlan bu katkýlarýn sonucunda Ýran yasal siyasetinde HDP gibi bir oluþumun da önü açýlmalýdýr. PKK Ýran’daki mücadeleyi barýþçýl yapacaðýný bu pratiðiyle de göstermiþ olacaktýr. Burada PJAK’ýn ikili kullanýldýðý gözden kaçmamalýdýr. Ýran güvenliðine katký yapan bu güçler aslýnda Türkiye’de Kuzey savaþýný veren güçlerdir!
Bütün bunlar Türkiye ve ABD ile müttefikleri karþýsýnda PKK’ye bölgesel bir koruma kalkaný saðlayacaktýr.

III-ABD ve Müttefiklerine Karþý Dolaylý Stratejik Tutum

PKK Kuzey savaþý için azami derecede güç toplamaya çalýþýrken ve tek cephede savaþma stratejisi uygularken, hiç kuþkusuz diðer cephelerde de azami derecede savaþmamaya çalýþacaktýr. Bunun ise tek bir yolu vardýr ki, o da taviz politikalarýný akýllýca uygulamaktýr.

PKK ABD’nin Ýran politikalarýndan uzaklaþtýkça ve Rusya-Ýran-Suriye eksenine doðru kaydýkça, ABD ve müttefiklerinin düþmanlýðýný da üzerine çekecektir. Bu düþmanlýðýn karakterini Ekim 2014’te IÞÝD aracýlýðýyla yapýlan Kobane savaþýyla biliyoruz. ABD ve müttefikleri bölgede dolaylý bir stratejik tutumdan oluþan bir strateji izlemektedirler ve bu dolaylý stratejik tutumu PKK karþýsýnda da uygulamaktadýrlar. Bu dolaylý strateji, kendi direk güçlerini kullanmadan, aldatmaya dayalý bir politika çerçevesinde dolaylý siyasi ve askeri araçlar yaratarak savaþmadýr. Terörist cihatçý örgülerin yaratýlmasý ve onlar aracýlýðýyla bölgede nüfuz alanlarýnýn oluþturulmasý bu politikanýn temelidir. Direk güçler ise bu dolaylý güçleri destekleyen bir yapýya sahiptir.

Ama Ekim 2014’teki Kobane muharebesinden sonra ve bu terörist örgütlere dayanarak (bu örgütleri destekleyen ülkelere de  elbette) PYD ile YPG’nin diz çöktürülmesi saðlandý ve bu terörist örgütler üzerinden YPG’ye çengel atýldý. Böylece dolaylý strateji temelinde uygulanýlan politika giderek bir derinlik kazanmaya baþladý ve cihatçý teröristlere dayanan meþru olmayan düzeyden, PYD ve YPG’ye dayanan meþru bir düzeye yükselmeye baþladý. Bu yeni durum emperyalist güç iliþkilerinde yeni taktik açýlýmlara ve iliþkilere neden oldu. Rusya-Ýran-Suriye blokunun Türkiye ile yakýnlaþmasýna ve onun Suriye’ye müdahalesine neden oldu.

PKK APO’nun zamanýnda çok doðru bir þekilde  belirtmiþ olduðu Ýran-Suriye eksenine geçerken, çok önemli bir problemi çözmeyle yüz yüzedir. O da ABD ve müttefiklerinin dolaylý stratejik tutum temelinde ortaya çýkarmýþ olduðu iki aracýn iþlemez hale getirilmesi ve bir tehdit olmaktan çýkarýlmasý: ABD ve müttefiklerine baðlý olan baþta IÞÝD olmak üzere cihatçý örgütler ve ABD’nin güdümüne girmiþ olan YPG kýsmý. Bu mücadele PKK açýsýndan yüzde doksan dokuz politik ve diplomatik bir mücadeledir ve de bunun yöntemi de ABD ve müttefiklerine karþý onlarýn yapmýþ olduðu gibi dolaylý bir stratejik tutum ile karþýlýk vermektir.

PKK ABD ve müttefikleriyle direk çatýþmadan, dolaylý stratejik tutuma uygun olarak dolaylý taktik yollar kullanarak onlarýn Ýran stratejilerini baltalamalýdýr, ki bu bir yönüyle ABD’ye bir tür bedel ödetmedir. Dolaylý taktikler ile ABD’nin Ýran satratejisinin sulandýrýlmasý ve baltalanmasý,onun politikasýna bir güvensizliðe neden olarak, farklý güçler ile ama özellikle de Ýngiltere ve AB ülkeleriyle ortak politika oluþumunun engel olmalýdýr.

PKK’nin tek baþýna ne ABD ve müttefiklerinin cihatçý teröristlerini ne de ABD denetimine girmiþ olan YPG kýsmýný yoketme olanaðý bulunmamaktadýr. Hatta bir bütün olarak Kürt Ulusu’nun dahi bir araya geldiði yani Ulusal Birlik oluþturduðu bir durumda dahi bu ikisini bertaraf etme gücü yoktur. PKK’nin ABD ve müttefiklerinin dolaylý araçlarýný durdurmanýn tek bir yolu bulunmaktadýr: Doðru bir Ulusal Kongre politikasý ve bunlara ek olarak Rusya-Ýran-Suriye-Irak ile oluþturulacak geniþ bir ortak cephe. Bu ise Rojava’nýn Ýran ve Suriye için bir tehdit olmaktan çýkarýlmasýyla mümkündür.

Son Barýþ Pýnarý Harekatý ile ABD, Rojava’daki IÞÝD’çileri Türkiye aracýlýðýyla serbest býrakmýþtýr. Amaç PYD ve YPG’nin ABD’nin planlarýnýn dýþýnda kullanýlmasýný önlemektir. Zaten uzun zamandan beri de bir kýsým IÞÝD’çilerde ortada görünmemektedirler ve ABD bunlarý özel operasyonlar ile güvenli yerlere çekmiþ bulunmaktadýr ki,bu bölgenin Irak içinde olmasý yüksektir. Baðýmsýzlýk referandumunda Mesut Barzani’nin boþa düþürülerek, bazý yerlerin Irak sünnilerine býrakýldýðý gözönüne alýndýðýnda bu IÞÝD’çilerin Irak sünnilerine býrakýlan yerlere götürüldüðünden þüphe yoktur. Baðýmsýzlýk referandumu sonrasýnda Kürt’lerden alýnýp,Irak sünnilerine býrakýlan yerler ile bugün Rojava’da ABD onayýyla gerçekleþtirilen iþgal hareketleri birbirlerini tamamlayan hareketlerdir.

PKK’nin ABD’nin planlarýnýn dýþýnda hareket ettiði bir durumda, 2014’teki gibi, hem Türkiye’nin güdümünde hem de ABD ve müttefiklerinin güdümündeki cihatçý teröristler ortak hareket edecektir. Böyle bir ortaklýk zaten Ýdlip ve çevresinde bulunmaktadýr. Her ne kadar Astana süreci ile Türkiye, kendi çihatçýlarýný Batý’nýn cihatçýlarýndan ayýracaðý sözünü vermiþse de bunu bir oyalamaya çevirerek gereðini yapmamýþtýr. Son ABD ve Türkiye anlaþmasý,Fýrat’ýn doðusunda ABD ile Türkiye arasýnda böyle bir iþbirliðinin de yolunu açmýþtýr. ABD-Türkiye cephesi karþýsýnda PKK çok zayýftýr ve bu zayýflýk ile direnemez. Bu fiili durum ile Ýran ve Suriye tarafýna da geçemez.

O zaman ne yapmalý?

IV-Kürdistan Ulusal Kongresi ve ABD ile Müttefiklerine Karþý Dolaylý Stratejik Tutum

PKK Rojava’dan stratejik bir geri çekilme yapmak zorundadýr. Ama bu geri çekilme Rojava’da bir güvenlik boþluðu da oluþturmamalýdýr. Bundan dolayý Rojava’nýn diðer bütün Kürt örgütleriyle birlikte ortak yönetimini Ulusal Kongre aracýlýðýyla ön gören bir politikanýn hayata geçirilmesi zorunludur. PKK Ulusal Kongre temelinde taviz vermekten korkmamalýdýr. Ulusal Kongre aracýlýðýyla bir Ulusal Kongre Ordusu’nun oluþumuna çalýþmalý ve bütün diðer Kürt örgüt ve partilerin bu orduya katýlmasýný saðlamalýdýr. Bu Demokratik Ulus politikasýdýr. Böylece Ulusal Kongre ve Ulusal Kongre Ordusu’nun oluþumuyla YPG’nin Rojava’da küçültülmesi birbiriyle koordineli geliþen bir süreç olacaktýr. PKK YPG’nin ABD ve müttefikleri için dolaylý bir araç olarak kullanýlmasýný baltalamak zorundadýr. Zaten Ulusal Kongre’nin fonksiyonlarýndan bir tanesi de ulusun genel otoritesini ABD güdümündeki YPG üzerinde kurmak ve bu gücün Rojava dýþýnda kullanýlmasýný önlemektir.

Ulusal Kongre Ordusu oluþtukça ve YPG’nin bazý yerlerini doldurdukça, YPG’nin önemli bir kýsmýnýn PKK, PJAK içerisine çekilmesi ve bir kýsmýnýn da Suriye ordusu içerisine gömülmesi zorunludur. Elbette bu politikanýn üstü örtülmeli ve aldatma politikasý çerçevesinde niyet gizlenmelidir.

Ulusal Kongre’nin ve Ulusal Kongre Ordusu’nun oluþurulmasý ve Rojava’ya yerleþtirilmesi politikasý ayný anda iki diplomatik atak ile birleþtirilmelidir. Ýran, Suriye, Rusya ve AB ile yakýnlaþma politikasýyla koordine edilmelidir. Çünkü ABD ve müttefikleriyle,Türkiye güdümlü cihatçý teröristlerin ancak bu geniþ alanda oluþturulacak cephe ile durdurulmasý mümkündür.

ABD’nin yeni yönetiminin Obama döneminden farklý bir politikasý söz konusudur. Artýk Ýran ve Suriye politikalarýnda AB ile stratejik bir iliþki aramamaktadýr. Son Türkiye anlaþmasý Avrupa’dan habersiz yapýlmýþtýr. Trump Obama döneminin politik çerçevesinden çekilirken baþta Fransa olmak üzere,Ýngiltere ve Almanya’yý da boþa düþürmüþtür. Ulusal Kongre Avrupa ile de yakýnlaþma diplomasisi uygulayarak bu ülkelerin de çabalarýný cihatçý teröristlere karþý kullanmalýdýr.

Böylece Ulusal Kongre aracýlýðýyla cihatçý teröristlere karþý Rusya, Ýran, Suriye, Irak’ýn bir kýsmý ve Avrupa’dan oluþan bir koalisyon oluþacak ve bu cihatçý terörün tehdit düzeyini düþük tutacaktýr.

PKK ise PYD ve YPG içerisinde ABD etkisine karþý ideolojik ve politik mücadeleyi geliþtirerek, bu kurumlarýn ABD güdümüne girmesinin önüne geçmeye çalýþmalý ve bu noktada kontrol dýþý olan kadrolarý özel operasyonlar ile tasfiye etmelidir. Bunu yazmamýn nedeni, eski ABD Savunma Bakaný’nýn bir açýklamasýdýr. Eski Savunma Bakaný Türkiye’ye PKK ile YPG’yi savaþtýrabileceklerini söylemiþtir. Bu da YPG ile PYD içerisinde PKK karþýtý güçlerin olduðunu ya da oluþtuðunu gösterir. Eðer böyle bir durum var ise PKK istihbaratýnýn bunun çetelesini tutmuþ olmasý gerekir. Bu yapýlamamýþ ise de  KCK hukuku açýsýndan bir suçtur!

PKK’nin ABD ve müttefiklerine karþý dolaylý stratejik tutumunun amacý, bu sonuncularýn cihatçý terörünün etkisini kýrmak ve yine PYD ile YPG’nin ABD nüfuzu altýna giren kesimini dolaylý yollar ile bertaraf ederek, ABD’nin dolaylý strarejisini iþlemez hale getirerek,onu ve müttefiklerini Ýran’a karþý direk askeri tutuma sürüklemektir. Bu direk askeri tutum, merkezi Ýran devletini zayýflatýrken,Doðu Kürdistan’da otoritesi zayýflayan Ýran devletinin buralarý PJAK’a býrakmasýna neden olacak ve PKK Doðu Kürdistan’da kurþun atmadan iktidar olacaktýr. Üstelik Ýran devletinin yasallýðýna dikkat edip, geçmiþte Suriye’deki hatalarý yapmaz ise Ýran’da Demokratik Ulus siyasetinin önderliðini yapacak olanaða sahip olacaktýr.

ABD’nin Ýran’a karþý dolaylý stratejik tutumun çýkmaza girmesi, Avrupa’yý ABD’den daha da uzaklaþtýracaktýr ve Ulusal Kongre üzerinden Kürtlere yaklaþtýracaktýr.

Ulusal Kongre ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir baþka nokta da Sayýn Mesut Barzani ile ilgilidir. Kendisi Kürt Ulusunun en güçlü liderlerinden birisidir ve baðýmsýzlýk referandumunda yeni ABD yönetimi tarafýndan tasfiye edilmeye çalýþýlmýþtýr. Ulusal Kongre Baþkanlýðý için en ideal þahsiyettir ve üstelik þu anki ABD yönetimine mesafelidir. Ulusal Kongre Baþkanlýðý’nýn ona verilmesi ve Rojava üzerinde nüfuz saðlamasý ile KDP içerisindeki ABD yanlýsý liderlerin etkisinin kýrýlmasýna da neden olacaktýr. Sayýn Mesut Barzani’nin þu an boþta olan konumu dolaylý stratejik tutum temelinde deðerlendirilmelidir.

Daha önce “PKK-KDP Ýliþkileri ve KDP’yi Kazanmak” adlý makalemde ayrýntýlý olarak yazdýðým gibi,Ulusal Kongre’nin önündeki engel PKK’dir ve PKK’nin KDP ve YNK ile düþmanlýðýn geliþmesinde önemli hatalarý bulunmaktadýr. PKK bu hareketlere karþý doðru adýmlar attýkça, onlar da buna doðru adýmlar ile karþýlýk verecektir.

V-Türkiye’nin “Barýþ Pýnarý Harekatý” ve ABD-Türkiye Anlaþmasýnýn Kapsamý

Türkiye’nin Rojava’ya yapmýþ olduðu son Barýþ Pýnarý Harekatý’nýn bölge politikasý açýsýndan kapsamlý analiz edilmesi gerekmektedir. ABD–Türkiye anlaþmasý çerçevesinde gerçekleþen bu harekatýn, asýl amacýnýn deþifre edilmesi ve atýlan bu taktik adýmlara karþý zamanýnda ve doðru karþýlýklarýn verilmesi, PKK’nin güvenliði açýsýndan zorunludur.

ABD tatlý-sert politikalarla Türkiye’yi kendi bölge politikasýnda ama özellikle de Ýran politikasýnda belirli bir çerçeveye sokmaya çalýþmaktadýr. Gittikçe Ýran politikasýyla Suriye politikasýný birbirine baðlamakta ve Suriye’de verilen tavizleri, Ýran politikasý üzerinden genel bölge dengesi içerisine yerleþtirmektedir. ABD dolaylý olarak Türkiye’ye, Suriye’deki kazanýmlarýnýn kalýcý olmasýnýn ve Rusya-Ýran-Suriye karþýsýnda güçlü bir pozisyon elde etmesi için ABD ve müttefiklerinin desteðini elde etmesini, Türkiye’nin Ýran politikasýnda kolaylaþtýrýcý bir politika izlemesine baðlamýþtýr. Hatta ABD,çok kýsa bir süre önce PKK liderliðini (Cemil Bayýk, Duran Kalkan ve Murat Karayýlan) hedefe koyarak, Türkiye’ye PKK’nin Kandil’de ezilmesine destek verebileceði sinyalini de göndermiþtir.

Türkiye’nin Barýþ Pýnarý Harekatý,Irak sýnýrý boyunca Türkiye güdümünde olan cihatçý teröristlerin bu alana kaydýrýlmasý ve Irak’ýn sünni bölgelerine (ki önemli IÞÝD’çi unsurlarýn çekildiði ve baðýmsýzlýk referandumundan sonra Kürtlerin elinden alýnan yerlerdir) komþu olacak þekilde yakýnlaþtýrýlmasý,Ýdlip ve çevresinde olduðu gibi,Türkiye ve ABD’nin güdümünde olan cihatçýlarýn ortak cephe oluþumuna olanak tanýmaktadýr. Bu ortak cephenin PKK’ye Kandil’de darbe vurulmasý için kullanýlmasý hemen hemen kesindir. PKK’nin Ýran yolu üzerinden kaldýrýlmasý, ABD’nin Ýran planlarý için önemlidir.

ABD PKK’nin etrafýndaki çemberi çaktýrmadan ve sinsi bir þekilde daraltmakta ve Türkiye’den istediði tavizleri de PKK’nin Kandil’de ortak ezilmesine baðlamaktadýr. Türkiye Suriye’de ABD ile ortaklýðý Rusya cephesi karþýsýnda devam ettirebilmek için, ABD’nin Ýran ile ilgili olarak bazý politikalarýna destek vermek zorunda kalacaktýr. Artýk giderek, Ýran politikasýyla Suriye politikasý içiçe geçmekte ve bu geçiriþi de ABD yapmakta ve de herkesi bu çizgi doðrultusunda baský altýna almaktadýr. Bu ise gelecekte olaylarýn çapýnýn ve derinliðinin daha da artacaðý anlamýna gelmektedir.

PKK kendisine karþý örülen bu kuþatma hareketine, doðru bir strateji ve taktik planlar bütünlüðü ile karþýlýk veremediði her durumda büyük bir stratejik darbe yiyecektir. PKK’nin Kandil’deki kaderi, Suriye’de,Irak’ta ve Kürdistan’ýn farklý parçalarýndaki geliþmeler içinde yatmaktadýr. PKK Kandil’i ancak bölge politikasýnda güçlü kaldýðý zaman koruyabilir ve bölgenin diðer parçalarýnda güçsüzleþen ve etklisizleþen bir PKK, Kandil’de ne kadar tahkimat yaparsa yapsýn yine de yenilecektir. Bu iþler Fransýzlarýn “Maginot Hattý” politikasýna benzememelidir!

VI-Sonuç

PKK ya mevcut kýsýr ve yaratýcý olamayan politikasýný devam ettirerek, 1999’dan daha büyük bir darbe yiyecektir; ya da ABD’nin yeni yönetiminin riskli bir þekilde ortaya koyduðu ve bir politik kýrýlmanýn yaþandýðý bu süreçte, yeni bir hareket tarzý,strateji ve taktikler bütünlüðüyle büyük bir zaferle çýkacaktýr. Büyük zorluklar ile fýrsatlar içiçe geçmiþ bulunmaktadýr.

PKK yukarýda kýsaca çerçevesini çizmiþ olduðumuz yeni bir stratejiye geçtiði taktirde, hem ABD ve müttefiklerinin Ýran politikasýný çýkmaza sokacak hem de Türkiye’yi, Suriye’den baþlayan,bütün Kürdistan’dan geçerek neredeyse Ermenistan’a  kadar olan hat boyunca çembere almýþ olacaktýr.

PKK’nin Rojava’dan çýkýþý ve yerine Ulusal Kongre’yi ve bunun ordusunu býrakmasý ve Ulusal Kongre’nin de Suriye’nin yasallýðýna dikkat ederek,PKK’nin PJAK ve YPG’yi Ýran için bir tehdit olmaktan çýkarmasý,Suriye’de Rusya-Ýran-Suriye ile Türkiye iliþkilerine büyük bir darbe vuracak ve de Türkiye’nin Suriye’den çýkma baskýsýný arttýracaktýr. Türkiye bu baskýyý ABD aracýlýðýyla hafifletmek isterken bu sefer daha fazla ABD’nin Ýran politikasýna angaje olmak zorunda kalacak ve bu Ýran ile genel düþmanlýðý körükleyecektir.

Böylece Türkiye askeri olarak: Suriye devleti üzerinden kendisine karþý yönelen en azý 300 bin kiþilik Suriye Ordusu, Ulusal Kongre’nin oluþturduðu en azý 150 bin kiþilik bir Ulusal Kongre Ordusu ve Kuzey’de PKK-PJAK’ýn oluþturduðu 30-50 bin kiþilik bir ordu ile örülmüþ ve farklý noktalarda ve farklý zamanlarda bu geniþ cepheyi tehdit eden bir ordu ile karþý karþýya kalacaktýr. Siyasi ve diplomatik olarak ise baþta Rusya ve Çin olmak üzere,AB ve bir çok Arap devletinin siyasi ve diplomatik baskýsýyla karþý karþýya kalacaktýr.

Özellikle PKK’nin HDP üzerinde Türk iç politikasýnda atacaðý doðru adýmlar da eklendiði zaman Erdoðan ve AKP-MHP faþizmi içte ve dýþta büyük bir tecrit içerisine girecektir. PKK’nin Ýran-Suriye eksenine geçmesi ve Suriye ile Ýran’ýn toprak bütünlüðünü Demokratik Ulus siyaseti çerçevesinde korumasý, CHP içerisindeki Ulusalcýlarýn etkisini kýrarak,CHP-HDP ittifakýný daha fazla öne çýkaracaktýr. Buradaki hassas nokta, PKK’nin Kuzey savaþýný,CHP-HDP ittifaký ve Hükümeti için bir kaldýraç olarak kullanmasýný bilmesinde yatmaktadýr. Kuzey savaþý,bu iþbirliðinin önünü açabildiði oranda muzaffer olacaktýr.

AKP-MHP faþizminin yýkýlmasý ve Demokratik Cumhuriyet’in ortaya çýkmasý ve de pratikte Kuzey Kürdistan’ýn özerk hale gelmesi ölçüsünde, Suriye’deki ve Rojava’daki iliþkiler kökten tekrar deðiþecek ve Suriye Devleti ile Ordusu içine gömülen ve yine politik profili düþürülen parçalardaki devrimci siyaset yavaþ yavaþ tekrar baþýný kaldýracaktýr.

|
_ _