[ Kurd   English   Francais                                 PROLETER DEVRMCLER KOORDNASYONU (PDK)  18-09-2024 ]
{ komunistdunya.org }
   Açýlýþ_sayfanýz_yapýn  Sýk_Kýllanýlanlara_Ekle

 Site Menü
   Ana Sayfa
   Devrimci Bülten
   Yazýlar / Broþürler
   Açýklamalar
   Komünist Hareketten
   Ýlerici / Devrimci       Basýndan
   Kitap - Broþür PDF
   Sanat
   Görüþler

 Arþiv - Ara
   Arþiv
   Sitede Ara

 Ýletiþim
   Baðlantýlar
   Önerileriniz

_ _
{ }


_ _
{ Son Yazlar }
Devrimci ve Demokrat...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Sa...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
EMPERYALÝZM VE TÜR...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrýmcý Bülten S...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Say...
_ _
{  Devrimci Bülten Sayý 77 (3) }
| Devrimci BültenSEÇÝMLER VE AKP’NÝN “KÝTLE DÝNAMÝÐÝ” ÜZERÝNE
Kemal Erdem

Son dönemlerde AKP rejiminin ortaya koyduðu baskýcý politikalar, Türkiye’nin hýzla bir seçim sürecine girdiðini göstermektedir. Bu da doðal olarak muhalefette bir deðiþim beklentisine neden olmaktadýr. Ama bu deðiþimin öðle kolay olmayacaðýný herkes bilmektedir ve çözümün nasýl olacaðý noktasýnda muhalefette bir düþünce birliði bulunmamaktadýr. Muhalefetin çözüm sunabilmesi için, önce AKP rejiminin yapýsýný ve “kitle dinamiði”ni doðru çözümleyebilmesi gerekmektedir.

Yeni bir faþist rejimin inþasýna yönelen bir politik hareketin “kitle dinamiði”ni iyi kavramak gerekir. Bu dinamik kavrandýðý andan itibaren, devrimci-demokratik görevlerin genel çerçevesi de kendiliðinden ortaya çýkacaktýr. Bundan dolayý “faþizmin kitle dinamiði” sorununun biraz daha netleþtirilmesi gerekmektedir.
 
Tarihsel olay ve olgular göstermektedir ki, yeni bir faþist rejim inþasýna giriþen bir faþist hareket kitlesel büyümesini, sürekli olarak devlet olanaklarýný bir kaldýraç olarak kullanabilmesi ve bu kullanýmýn yol ile yöntemlerini bulmasý sayesinde elde etmektedir. Bu tek iktidar dönemi için deðil ama iktidardan önce de böyledir. Ýktidar öncesi dönemde de bu faþist hareketler, devlet içerisinde ve onun bazý odaklarýyla özel iliþkiler kurarak kendilerine özel avantajlar elde etmektedirler ve bu özel avantajlar sayesinde diðer partilerden daha örgütlü ve dinamik olabilmektedirler. Naziler Almanya’da, Mussolini Ýtalya’da ve yine Türkiye’de AKP, Gülen Cemaati aracýlýðýyla iktidardan önce bunu yapmýþlardýr. Ama geçerken belirtelim ki, bu faþist hareketlerin zaferlerinin altýnda yatan temel neden ise, devrimci ve demokratik hareketin zaaflý durumudur. Bu zaaf bu faþist hareketlerin iktidara yürümelerini kolaylaþtýrmaktadýr. Demokratik Ulus ve Demokratik Modernite anlayýþýnýn yokluðu ve gereklerinin yerine getirilmemesi, faþist hareketlere büyük bir politik manevra alaný býrakmaktadýr.
 
Bir kýsým devlet olanaklarýný özel iliþkiler içerisinde kullanarak iktidara gelen faþist hareket, daha sonra bütün devlet olanaklarýný tam ele geçirerek büyümesini sürdürür. Devlet olanaklarýnýn, faþist hareketin bir tür “özel mülkü” haline getirilmesi süreci, ayný zamanda toplumun farklý alanlarýnda yeni kitleler elde etmesi sürecidir. Elde edilen kitleler, “özel mülk” ya da tekel haline getirilen devlet gücü ile konsolide edilir. Devlet gücü ne kadar tekel haline getirilirse, rejimin bastýðý taban da o kadar büyür. Bu büyümenin en önemli nedeni, toplumun bir kýsmýnýn acýmasýzca bastýrýlmasýdýr. Belirli bir dönem faþizmin kitle tabaný haline ya da tarafsýz hale getirilen kitleler, artýk bir yere gidemez duruma gelirler. Çünkü gidecekleri yerler ya yok edilmiþ ya da öyle bir baský altýna alýnmýþtýr ki, bu alana kayma büyük bir bedel gerektirmektedir. Tekelleþen devlet gücü bu andan itibaren, faþist kitle tabaný ile muhalefet tabaný arasýnda, büyük bir zýrh ya da Çin Seddi gibidir. Böyle bir sistemde, muhalefetin faþist tabana ya da kararsýz kitlelere ulaþabilmesi için tekelleþen devlet gücünü aþmasý yani zayýflatmasý gerekir. Dünya siyaset tarihi, eðer bu güç içten oluþmaz ise dýþ güçler tarafýndan oluþturulabildiðini de göstermektedir. Ýkinci Dünya Savaþý’nda faþist hareketlerin Avrupa’da yenilmeleri böyle oldu.
 
Bu yukarýdaki akýl yürütmemizi, AKP’nin yeni faþist rejim inþasýna uygulamaya çalýþalým. AKP’nin kitle tabaný üç temel katmandan oluþur. Bu katmanlar ana katman, ki Milli Görüþ kitlesidir, muhafazakar katman ve karasýz ya da sallantýlý katmanlardýr. AKP uygulamýþ olduðu strateji ve taktikler ile bu katmanlarý birbirlerine baðlamayý baþarmýþ ve bunlarý birbirlerine baðladýktan sonra da bu kitlenin etrafýný “devlet zýrhý” ile çerçevelemiþtir. Devlet zýrhý bu kitle üzerinde koruyucu bir kalkandýr ve bu zýrhýn temeli ise kuvvetler ayrýlýðýnýn tamamen ortadan kaldýrýlmasýna dayanmaktadýr. Bu devlet zýrhýnýn zayýflamasý ile bu kitle tabanýnýn ayrýþmasý arasýnda bir baðlantý bulunmaktadýr. AKP bu kitle tabanýný kýsaca özetleyebileceðimiz þu þekilde oluþturmuþtur:

1- Temel (Ana) Katman: Bu katman Milli Görüþ’ün uzun yýllar sonucunda oluþturmuþ olduðu ve AKP’nin üzerine konduðu katmandýr. Bu katmanýn büyük bir bölümü Þeriat isteyen bir kitledir. Kabaca yüzde 10-15 arasý bir oy potansiyeline sahiptir. AKP kurulmadan önceki Fazilet Partisi’nin 1999 seçimlerinde elde ettiði % 15,5’lik seçim skoru bu kitlenin bir göstergesi olarak ele alýnabilir. AKP’nin temel kitlesidir ve yeni faþist rejime temel rengini veren kitle konumundadýr.
 
2- Muhafazakar Katman: Dindar olan ama Þeriat istemeyen bir katmandýr. Hatta içinde laik yaþam tarzýna çok yakýn büyük bir kitle de barýndýrmaktadýr. Bu katmanýn ezici çoðunluðu eski ANAP ve DYP tabanýdýr. AKP bu katmaný, Fethullah Gülen Cemaati ile yapmýþ olduðu ittifak ve bu temelde elde etmiþ olduðu devlet olanaklarý ve de liberal taktikler sayesinde elde etmiþtir. Ýþin ilginç tarafý bu kitle, daha çok Türkiye’nin AB üyeliði temelinde demokratikleþtirileceði beklentisi temelinde AKP’ye yönelmiþtir, ki istemleri Temel Katman ile çeliþki halindedir. Ama en önemlisi, bu kitlenin AKP’de çakýlý kalmasýnýn temel nedeni, AKP-Gülen Cemaati’nin devlet olanaklarýný kullanarak Ordu’yu bastýrmak için yapmýþ olduklarý Ergenekon Komplosu darbesidir. Ýktidarýn iplerini tam olarak ele geçiren AKP, bu kitlenin baþka bir partiye kaymasýnýn temelini de yok etmiþtir. Bu katmanýn oy potansiyeli yüzde 20-25’tir.
 
3- Eklemlenmiþ ve Sallantýlý Katman: Toplumda bütün siyasi hareketlerin kesiþme noktasýnda bulunan ve geçiþkenliði çok yüksek olan bir kitle bulunmaktadýr. Bunlar liberal unsurlardan, güce ve çýkara dayanan iliþkilerden yana olan unsurlardan, apolitik ve rüzgara göre yön deðiþtiren unsurlardan ve hatta lümpen unsurlardan oluþur. Bunlar yaklaþýk olarak toplumda yüzde 5 ile 15 arasýnda (fazla da olabilir) bir oy potansiyeline sahiptirler.
 
AKP bütün devlet olanaklarýný kullanarak ve karþýsýndaki muhalefeti de acýmasýzca bastýrarak, muhafazakar katmaný kendi þeriatçý temel katmaný içerisinde asimile etmeye ve bu muhafazakar kitleyi ana kitle gibi dönüþüme uðratmak istemektedir. Bunun için de baþta Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý olmak üzere, Milli Eðitim Bakanlýðý’ný, vakýflarý, tarikatlarý, medyayý vs. bu kitleyi yoðun bir þekilde kuþatmak ve asimile etmek için kullanmaktadýr. Bu kitlenin ana katman gibi dönüþüme uðramasý, rejimin ömrü ile yakýndan iliþkilidir. Bu muhafazakar kitle bir yandan devletin yeni ideolojik, politik ve kültürel kuþatmasý altýndayken, öte yandan da devlet olanaklarýndan yararlanýlmasýna (devlet kadrosu ve ihaleler yoluyla) izin verilerek ekonomik olarak da baðýmlý hale getirilmektedir. Üstelik bu ekonomik baðlanma, baþkalarýnýn dýþlanmasý (Kemalistler, liberaller, demokratlar, sosyalistler, azýnlýklar vs.) temelinde olduðu için, rejimin dýþýnda baþka bir seçeneði benimsediði andan itibaren eldeki kazanýmlarýný kaybedeceði kendisine hissettirilmiþtir ya da bilinç altýna kazýnmýþtýr.
 
Tarihsel tecrübe, rejimin ekonomik ve politik olarak krize girdiði dönemlerde, eklemlenmiþ ve sallantýlý kesimlerin iktidar partisini seçimlerde terk ettiðini göstermektedir. Ama bu muhafazakar katmanýn iktidar partisini terk etmesinin mantýðý, sallantýlý unsurlardan farklýdýr.
 
AKP muhafazakar unsurlarýn sallantýlý unsurlar gibi partiyi terk etmesinin önüne geçmeyi, muhalefeti daha çok bastýrarak ve onlarýn kendi aralarýnda birlik oluþturmasýný önleyerek yapmaktadýr. Bunu da devlet olanaklarýný ya da devlet terörünü kullanarak yapmaktadýr. Muhalefet üzerindeki bu baský, muhafazakar kitlenin korkutularak baþka bir mecraya sürüklenmesine engel olmaktadýr. Ama bu kitlenin AKP’den kopartýlmasý, onun toplumsal meþruluðuna darbe vurmak için zorunludur. AKP ise bu kopartma giriþimine devlet olanaklarýný kullanarak karþýlýk vermektedir. Kýsacasý bu muhafazakar kitle, faþist rejimin devlet zýrhýnýn arkasýnda bulunmaktadýr ve bu kitleyi etkileyebilmek için devlet zýrhýnýn delinmesi zorunludur.
 
Faþist rejim ekonomik ve politik olarak krize girdiði dönemlerde muhafazakar kesimlerin, partiyi terk eden sallantýlý ve kararsýz kesimler gibi partiyi terk etmesinin önüne geçmek için, bu kitlenin psikolojik olarak etkileneceði olaylarý yok etmeye çalýþýr. Bunlarýn baþýnda büyük kitlesel yürüyüþ ve gösteriler gelmektedir.
 
Büyük kitlesel yürüyüþ ve gösterilerin yoðunlaþmasý ve büyümesi, rejimin tabanýndaki kararsýz, sallantýlý ve memnun olmayan kitlelerin bilinçlerinde ve psikolojik yapýlarýnda bir basýnç oluþturur ve de zamanla bunlarýn iktidardan uzaklaþmasýna neden olur. Bu çeperi kaybeden rejim, muhafazakar gövde üzerindeki tahribatý durduramaz. Çünkü sýrada olan onlardýr. Bundan dolayý rejim bu etkiyi durdurmaya ve bastýrmaya çalýþýr. Özellikle bu politik etkilerin kendisini gösterdiði mecra ise seçimlerdir. Büyük gösteri ve yürüyüþler, bu kararsýz kitleleri etkilemenin en önemli aracýdýr ve Türkiye siyasetinde eskiden beri hep kullanýlmaktadýr.
 
Faþist rejim, bir yandan gösteri ve yürüyüþleri ve de demokratik yollarla yapýlan her türlü hak arayýþýný bastýrarak ama ayný zamanda muhalefet üzerinde de terör estirerek, bir yandan kendi tabanýndaki kaymalarý önler, öte yandan da muhalefetin tabanýný zayýflatýr. Bunu ise sadece ve sadece toplumda þiddet araçlarýný, muhalefete göre fazladan elde tutmasý sonucunda elde eder. Hatta bu durum yeni faþist rejimin kurumsallaþmasýyla öyle bir noktaya ulaþýr ki, bir parti seçimleri kazansa dahi, etrafý faþist kurumlar ile kuþatýlmýþ olduðu için hiçbir etkili politika uygulayamaz ve kýsa bir süre sonra da kendisini kuþatmýþ olan devlet kurumlarýnýn komplolarý sonucunda iktidarý kaybeder/kaybedecektir.

Faþist devlet terörünün temel nedeni, kendi ideolojisi ve deðerler sisteminin geriliði ve demokratik yollarla bu gerici ideoloji ve deðerler sistemini topluma yayamayacaðýný çok iyi bilmesidir. Demokratik bir düzende, bu ideoloji ve deðerler sistemi toplumun geniþ kesimleri tarafýndan asla kabul görmeyeceði için, devlet ulusun önemli bir bölümünü terörle  bastýrarak, gerici ideoloji ve deðerler sistemine zorla bir toplumsal alan açma arayýþýndadýr. Toplumun bir bölümü þiddet yoluyla bastýrýlýrken, ideolojik ve kültürel araçlar tekelini kullanarak da yeni kuþaklar “formatlanmak” istenmektedir. Ýdeolojik-kültürel araçlar ile þiddetin bu birbirlerini tamamlayan kullanýlýþý, yeni bir gerici toplumun doðuþuna ebelik etmektedir.

AKP rejimi sürekli olarak  muhalefete göre, “elinde bir þiddet fazlalýðý” bulundurmaktadýr ve bu “fazlalýk” aracýlýðýyla seçimlerde “haksýz bir kazanç” elde etmektedir. Üstelik bu haksýz kazanç öyle bir-iki puan da deðil, AKP rejimi yeni bir “ekonomi-politik” yaratarak , toplumsal serveti yeni bir daðýlýma tabi tutarak, yaklaþýk olarak yüzde onbeþ ya da yirmi bir oy kitlesini sýrf rejimin yapýsýndan dolayý “cebe indirmekte”dir. AKP’nin seçimlerde normal tabaný yüzde onbeþi geçmez.

AKP ortaya çýkarmýþ olduðu rejim aracýlýðýyla kendi seçmen tabanýný yüzde otuz-otuzbeþ arasýna, CHP’yi yüzde yirmi-yirmibeþe, HDP,  MHP ve ÝYÝ Parti’yi de yüzde onlara çivilemiþtir. Üstelik son Anayasa Mahkemesi örneðinde gördüðümüz gibi, bütün kurumlarý tamamen kendisine baðlama sürecini daha da derinleþtirmiþtir. Devlet kurumlarý tamamen AKP’nin eline geçerken, muhalefet AKP’nin bu kitle dinamiðini nasýl kýracaktýr ve bunu kýrmadan da nasýl baþarý saðlayacaktýr? Bu üzerinden atlanacak basit bir soru deðildir ve þu anki politik sorunlarýn odaðýndaki temel sorudur.

|
_ _