 |
komunistdunya.org |
 |
|
 |
Son Yazılar |
 |
|
|
 |
PDK Devrimci Bülten - Sayı 42 (5) |
 |
 |
ŞUBAT-EKİM 1917 RUS DEVRİMİ ÜZERİNE TEZLER (K.Erdem) 1-Daha önce de Devrimci Bülten’nin 39. sayısında1 belirttiğim gibi, Lenin “Şubat Devrimi”nden sonra Rusya’da sınıflar arası politik ilişkileri ve aynı şekilde devletin karakterini değerlendirirken hata yapmıştır. Çarlık devletini feodal toprak ağalarının iktidarına indirgemesi,Lenin’i kaçınılmaz bir şekilde sınıflar arasındaki politik ilişkileri ve bunlardan kaynaklanan bazı fenomenleri yanlış değerlendirmeye götürmüştür. 2-Şubat 1917’den Ekim 1917’ye kadar hiçbir zaman proletarya ile küçük-burjuvazi arasında irade birliği (devrimci anlamda yani Çarlık devleti karşısında) olmamıştır. 3-Geçici Hükümet’in yanında varolan Sovyetler ikinci bir hükümet değildi. Sovyetler bir devrimci hükümetin embriyonuydu ama hükümet değildi. Bunlar bir şeyin gelişmesinin iki farklı aşamasıdırlar. Sovyetler ilk defa Ekim’de devrimci hükümet organları olabildiler. Ekim’den önce onlar sadece embriyondu. İkinci bir hükümet gibi hareket edebilmesi için , toplumu az çok yönetecek ve organize edecek fonksiyonları olması lazımdı. Sovyetler Geçici Hükümet üzerinde bir baskı aracı (bir noktaya kadar çünkü kendi içerisinde bölünmüş durumdaydı ve tek bir politik irade oluşturamıyordu ve bu durumdur ki Geçici Hükümet’e gerçek hükümet olma fonksiyonunu veriyordu) oluşturuyordu sadece. Ona ikinci bir hükümet diyebilmek için Sovyetlerin, bir devleti asgari düzeyde oluşturan kurumları olması ve yönetmesi gerekir: Orduyu, polis teşkilatını, bürokrasiyi, dış politikayı, ekonomi politikasını, toplumun uyacağı hukukun genel çerçevesini vs. az çok onun belirlemesi gerekir. Ama bir politik organizmaya devlet olma onurunu veren bütün bu yukarıda saydığımız fonksiyonların hemen hepsi Sovyetlerin değil, Geçici Hükümetin otoritesi altındaydı. Şubat’tan Ekim’e kadar Sovyetlerin Geçici Hükümet’in yanında ikinci bir hükümet olduğu iddiası haddinden fazla bir zorlamadır. Ama Lenin’in teorisinde bu zorlamanın bir nedeni vardır. 4-Lenin’in İşçi ve asker Sovyetlerini kastederek, onu, İşçi ve Köylülüğün Devrimci Demoktarik Diktatörlüğü (İKDDD)’nün bir biçimi sayması, yukarıda da belirttiğimiz gibi Sovyetlerin gerçek bir hükümet olmamasından dolayı bir teorik zorlamadan başka bir şey değildir. Lenin’in Sovyetleri İKDDD’nin bir dereceye kadar bir biçimi sayması, 1905’teki “İki Taktik” anlayışından “Nisan Tezleri”ne kadar uzanan çizgide bir süreklilik arayışı neden olmuştur. Lenin “Eski Bolşevikleri” yeni çizgiye kazanmak ve onlara demokratik devrimin gerçekleştiğini göstermek için Sovyetleri ikinci bir hükümet biçimine sokarak,bu hükümet biçimi içerisinde İKDDD’nin gerçekleştiğini göstermek istiyordu.Eski çizgi ile yeni çizgi arasındaki mantıksal sürekliliği ancak nesnel gerçekliği belirli bir dereceye kadar zorlayarak ya da bozarak ulaşabiliyordu. Bunun nedeni de daha önce belirttiğim gibi devletin karakteri üzerine olan yanlış anlayıştır. “Eski Bolşevikler” eski çizgiyi sürdürürken kendi açılarından haklı olan çok önemli bir noktadan hareket ediyorlardı ve Lenin’den bunun bir cevabını istiyorlardı. O da şuydu:Bir devrimin politik programı tamamlanmadan (yani Kurucu meclis toplanmadan,topraklar köylülüğe dağıtılmadan, 8 saatlik işgünü kabul edilmeden,Çalık devleti ve kalıntıları tamamen yıkılmadan ve bağımsız bir dış politika oluşturulmadan vs) nasıl olur da demokratik devrim tamamlanmış olur? Zaten “Eski Bolşevikler”in Geçici Hükümet’e desteği de daha devrimin temel dönüşümlerinin kazanılmamış oluşuydu. Yıllarca öğretmenleri onlara, bir devrimin kapsamı ile onun sosyal güçleri arasında bir doğru orantının olduğunu anlatmamış mıydı!? Ama şimdi öğretmen devrimin kapsamı gerçekleşmeden sosyal güçlerinin iktidar olduğunu onlara söylüyordu. İşte bunu anlayamıyorlardı.Ve onlara bu analiz de pek tatmin edici gelmiyordu. Ama kimsenin aklına stratejinin baştan beri sorunlu, eksik ve yanlış olduğu gelmiyordu. 5- Lenin Nisan 1917’deki politik çizgi değişikliğini ve bazı teorik çıkarsamaları, pratik-politik sürecin zorlaması ya da bu temelde partinin içine düşmüş olduğu duruma bakarak çıkardı. Çünkü ilk defa Bolşevik Parti, Menşevikler karşısında bağımsız bir taktik geliştiremiyordu. Yani eski çizginin uygulayıcıları olan “Eski Bolşevikler”in belirli bir dönem hakim olduğu çizgi, Bolşevik Parti’nin bağımsız politikasını yoketmiş ve onu Menşeviklerin peşine takmıştı. Bu haliyle de parti ilk defa Menşevikler karşısında kendi bağımsız platformunu geliştiremiyordu. 1900’den 1917 yılına kadar bütün sorunlarda (örneğin 1901’de Ne yapmalı? ile, 1903’te Kongre’de, 1905’te “İki taktik” ile,1905 devrimi çekilirken geri çekilme noktasında, 1909’da felsefi revizyon ve tasfiyecilik karşısında,1912’de illegal yapının,legal kitle kuyrukçulu karşısında korunması,1914’te sosyal-şoven biçimine bürünen politik anlayışa karşı mücadele, 1916’da İkinci Enternasyonal’den tamamen kopma ve yeni bir enternasyonal kurma biçiminde,Şubat ayaklanmasına önderlik ederken Menşeviklerin önce çekinmesi ama devrimin gelişimini görürken hemen katılmaları ve Geçici Hükümet karşısında çuvallama.) kendi bağımsız platformları olan Bolşevikler, Geçici Hükümet karşısında Menşeviklerin peşine takıldılar. Lenin bu durumun partinin bağımsızlığını tehdit ettiğini çok çabuk gördü. Bolşevik Parti’nin bağımsızlığını koruması ancak Geçici Hükümet’e ve ona karşı olmakla sağlanabilirdi. Menşevik ve Sosyalist Devrimcilerden ayrı olmak demek onlara karşı olmak demek böylece de iktidara kilitlenmek demekti. Bu noktada yeni bir strateji yeni bir ana halka vazifesi görüyordu. Bu da zaten sosyalist devrim perspektifi ile sağlandı. 6-Lenin Şubat devriminin analizini yaparken bu devrimden sonra iktidarın proletaryanın ellerinde kalmamasının en önemli nedenlerinden birisinin “proletaryanın bilinç ve örgütlülüğünün yetersizliği” olarak belirtti,ki bu doğrudur.Ama Şubat devriminde proletaryayı kim temsil diyor? Elbette ki Bolşevik parti! O zaman Lenin dolaylı olarak Bolşevik Parti’nin “bilinç ve örgütlülük eksikliği” nden bahsediyordu ve bunu aslında kabul ediyordu. Bu eksikliğin en büyük nedenlerinden birisi de onun politik stratejisinde ve bu stratejinin içerisinden çıkıp geldiği ideolojik yapının eksikliğinden kaynaklanıyordu. Devrim bir bütün olarak politik organizmadaki bütün eksikliğin dışa vurulmasında ölçek ya da turnosol kağıdı işlevi görmüştür. Bu noktada başka bir soru ortaya çıkmaktadır: Nasıl oluyordu parti yanlış bir politik stratejiye rağmen uzun yıllar ,genel olarak burjuvazi ve özel olarak da küçük-burjuvazi karşısında ideolojik ve politik bağımsızlığını sağlayabilmiştir? Bu soruya verilecek doğru cevap aslında bir çok sorunu çözecek anahtar işlevini görmektedir. Bolşevik Parti, 1905’ten 1917’ye kadar burjuvazi karşısında politik bağımsızlığını doğru bir örgüt ve taktik anlayışı sayesinde sağlamıştır.Bunun örgüt kısmını bir kenara bırakıyorum çünkü bu bilinen bir durumdur ve Ne Yapmalı?’da bunun temel ilkeleri mevcuttur. Ama taktik ile ilgili olarak kısaca şimdilik bir şey belirtmek istiyorum. Şimdi denecek ki, İKDDD’de zaten köylülük ile müttefiklik vurgulanıyor ve bundan dolayı da proletaryanın taktiği ondan sürekli toplumsal destek aramak olmuştur. Aslında pratikte işler başka yürümüştür. Bolşevik parti (BP)’nin devrim anlayışında önce işçi sınıfını örgütlemek vardır. Yani devrimin karakterini BP burjuva koysa da komünist partisinin görevi önce işçi sınıfını örgütlemek ve bunda muvaffak olunduktan sonra politik iktidarı fethederken bir müttefiklik ilişkisine girmekti.Yani devrimin burjuva olması, BP’nin işçi sınıfını örgütlemesini bırakıp köylülüğe gitmesi anlamına gelmiyordu. BP işçi sınıfının ileri ,orta ve geri kesimlerini kazanmadan köylülük ile bir politik müttefiklik geliştiremeyeceğini düşünüyordu. Onun için BP’nin politik çalışmasının büyük kısmı Ekim’e kadar Petrograd’ın ve Moskova’nın işçi mahallelerinde oldu. Yani devrim öncesine kadar küçük-burjuva partilerle çok az birlikte çalışmaları olmuştur Merkezi Rusya’da. Ama sömürgelerde ve ezilen uluslar içerisinde, ulusal sorundan dolayı küçük-burjuva partilerle ister istemez daha fazla devrimci çalışmaları olmuştur.Yani BP’nin taktik yapısı Çarlık Rusya’sının politik eşitsizliğinden dolayı eşitsizlik gösteriyordu. Sonra bir başka durum yine vardır. O da küçük-burjuva partilerin kendi yapılarındaki homojen olmayan durum.Menşevik ve Sosyalist-Devrimci Parti, kendi yapılarında hem küçük-burjuva unsurları hem de kır ve kent yoksullarını barındırıyorlardı.Bunların kendi yapılarında kır ve kent yoksulları ile küçük-burjuva unsurlar sürekli bir çatışma halindeydiler ve parti içerisinde “iktidar” kavgaları veriyorlardı. Zaman zaman da ya biri ya da diğeri üstün geliyordu ve partiye hakim olan katman ister istemez partinin politik çizgisini daha radikal (kır ve kent yoksulları) ya da reformist (küçük-burjuvazi) olarak belirliyordu.İşte eğer BP zaman zaman bu partilere yaklaşıyor ve sosyal destek arıyorduysa ya da onlardan uzaklaşıyorduysa aslında bu partilerin zaman zaman kendi içerisinde radikalleşen ve reformistleşen eğilimlerin sonucuydu. Bu durum BP’nin küçük-burjuvaziyle müttefiklik ilişkisi sürdürdüğü izlenimini veriyordu ama işin aslı öyle değildi. Biz Rus devrim tarihini incelerken hiçbir zaman BP’nin dışında başka partilerin nasıl bir evrim geçirdiğini özellikle de Menşevikler, SD ve KADET’leri incelemedik. Bu aslında büyük bir eksikliktir. 1917 Ağustos’unda SD ve Menşevik Parti’sinde küçük-burjuvazi ile kent ve kır yoksulları birbirinden ayrıldığı zaman bu partilerin yıllarca kendi içerisinde temel iki eğilim barındırdıkları ve ağır bir sosyal kriz durumunda da bunun kopmaya vardığı çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Ama Bolşevikler de önceleri bunun farkında değillerdi. Bu noktanın da işin içerisine katılması gerekir.
Kısacası 1905’ten 1917’ye kadar politik bağımsızlığın sağlanması örgüt ve taktik alandaki sağlam duruştan kaynaklandı. İKDDD stratejisine de aslında pratikte pek az riayet edildi. Şayet bu olmamış olsaydı yani yüzde yüz İKDDD stratejisine pratikte bağlı kalınmış olsaydı BP komünist kimliğini 1917’ye kadar sürdüremezdi. 7- Aslında 1917’de Rusya’da devrim Şubat’ta burjuva başlayıp Ekim’de de sosyalist olarak bitmedi. Şubat’ta da eylemin içeriği (yukarıda da belirttiğim gibi Çarlık feodal bir devlet değildi ve bundan dolayı da Şubat hareketi kapitalist bir devlete karşı yönelmişti feodal değil) ile biçimi (Çarlığı deviren asıl güç Şubat’ta proletarya ile kent yoksullarıydı) sosyalistti. Yani devrim Şubat’ta sosyalist başladı ve Ekim’de de sosyalist olarak bitti.Kısacası Şubat’ta başlayıp ve Ekim’de iktidarın alınmasıyla biten devrim tek bir devrimdir. Aslında Şubat’ta burjuva devletin yıkılmasına başlandı ama bu ancak Ekim’de bitirilebildi. 8-Bolşevik Parti’nin Şubat’taki eyleminin tarihsel içeriğiyle bu eylemin Lenin ve diğerleri tarafından ifade edilişi arasında bir açı vardır. Parti Şubat’ta farkından olmadan sosyalist bir devrim eylemi içerisindeydi ama önderleri onu burjuva yorumluyorlardı. 9-Küçük-burjuvazi Şubat devrimine bu devrimi ve devletin parçalanmasını durdurmak için katıldı. Bunu da proletaryanın ve kent ve kır yoksullarının eylemlerinin tarihsel ve sosyal temellerini daraltarak becerdi. Küçük-burjuvazinin devrimi durdurmak için bu devrime katıldığını gösteren en iyi durum,daha sonraları Çarlık devletinin bütün politik, askeri, ekonomik ve diplomatik çizgisini devralmasıdır. 10-Çarlık karşısında küçük-burjuvazi ile proletarya arasında bir devrimci irade birliğinin olmadığını gösteren en iyi durum, hemen Çarlık devrildikten sonra Sovyetlerde SD ve Menşevikler ezici üstünlükleri ellerinde bulundururken ve BP de onları desteklerken, küçük-burjuva partilerin iktidarı almamada diretmesi ve İKDDD için hem de kendi hegemonyalarında harekete geçmemeleri. Bunun nedeni küçük-burjuvazinin büyük burjuvaziye ekonomik alanda bağlı olmasıdır . Onun için onun üzerine gidemiyordu. 11-Bir devrimin programı gerçekleşmeden o devrimin gerçekleştiği iddia edilebilir mi? Devrim programı ile onun sosyal güçleri arasındaki ilişki nasıl anlaşılmalı? Lenin’in analizlerinde bir mantıksızlık mevcuttur.Ona göre Şubat’ta burjuva-demokratik devrim tamamlanmıştır ama politik ve sosyal dönüşümler gerçekleşmemiştir.Bu olacak işmidir?! 12-Şubat’tan önce de sosyalist devrim perspektifinin geçerli olması hiç de Troçki’nin devrim anlayışına gelindiği anlamına gelmez.Çünkü Troçki’nin devrim anlayışı Lenin’den daha da geridir. Bunu iddia edenler ya Troçki’nin teorisini bilmiyorlar ya da yanlış anlamışlardır.Çünkü Troçki devrimin burjuva başlayıp sosyalist biteceğini belirtiyordu.Halbuki bunun yanlış olduğunu yukarıda belirttik. İşte onun devrim anlayışının kendi ağzından kısa bir özeti: “Dolaysız görevleri bakımından bir burjuva devrimi olarak başlayan devrim, kısa bir süre içinde güçlü sınıf çatışmalarına yol açacak, iktidarı ezilen kitlelerin başında durabilecek tek sınıfa yani proletaryaya devretmekle en son zafere ulaşabilecektir.” (abç)(Troçki, Rusya’da Sürekli Devrim, s.11,Kardelen Yayınları) Aslında Troçki sosyalist devrim söylemi altında demokratik devrim savunuyordu. Devrim burjuva başlayacak dediği andan itibaren bunun demokratik devrim olduğunu ve küçük-burjuvazi ile kaçınılmaz müttefiklik ilişkini de kabul etmiş oluyordu. Onun devrim anlayışının eleştirisini başka bir makalede ele alacağız. 13-Sorunun çözümü emperyalist sistem ve onun içerisinde yeralan Rus toplumunun tarihsel maddi yapısında ve bunun doğru bir analiz ve yönteminde gizlidir. Ama bunun için önce yöntemin kendisinin geliştirilmesi gerekir.
(1) Bu sayıda yeralan Bolşevik-Leninist Strateji ve Taktiğin Bazı Sorunları Üzerine adlı makale kastedilmektedir.
|
 |
|
|
|
 |
|
 |
|