PDK Devrimci Bülten - Sayý 55 (2)
komunist - 01 November 2013

AKP HÜKÜMETÝ PKK'YE ÝKÝNCÝ CEPHEYÝ AÇACAK MI?

K.Erdem


I-Giriþ


Barýþ süreci baþladýðýndan beri AKP Hükmeti'nin bu süreç ile ilgili olarak kafa karýþtýrýcý bir çok eylemi ve söylemi oldu.Bu sürecin ilk kamuoyuna deklare edilmesinden itibaren Baþbakan'ýn Siyasi Baþdanýþmaný Yalçýn Akdoðan ile baþlayan bu "gariplikler",Paris Suikasti ile birlikte Baþbakan Erdoðan'ýn yapmýþ olduðu ve sanki "suikastin emrini ben verdim" gibi bir hava yaratan açýklamalarýyla devam etti.Daha sonra bu "gariplikler", BDP'lilere Karadeniz'de devlet destekli linç giriþimi ile devam etti.

Bütün bunlar olurken devlet Kürdistan'da baraj ve yeni karakol yapýmlarýna hýz vermeye baþladý.Koruculuk sistemini laðvedeceðine daha da güçlendirmeye baþladý ve el altýnda Hamas'a verilen desteði daha da arttýrdý. Çoðunluðu devlet ve hükümet yanlýsý olan Akil Adamlar Heyeti'ni ustaca PKK'ye karþý psikolojik hareketin bir aracýna dönüþtürdü.

Bu "gariplikler"e daha sonra baþka "gariplikler" de eklendi. PKK'nin resmi olarak 8 Mayýs'ta (RT Erdoðan'ýn ABD Baþkaný B.Obama ile 16 Mayýs'ta yaptýðý görüþmeden bir hafta önce bu çekilmeyi kararlaþtýrmýþ olmasý,AKP üzerinde ABD baskýsýný kurmaya yönelikti) çekilmeye baþlamasýndan üç gün sonra yani 11 Mayýs'ta Suriye odaklý olduðu ileri sürülen ama büyük bir ihtimal ile AKP Hükmeti'nin El Nusra'ya sipariþ ettiði ve ABD'ye Suriye noktasýnda baský yapmayý ve Barýþ sürecini ikinci plana itmeyi hedefleyen Reyhanlý'daki terör saldýrýsý gerçekleþti.
Yaznn Tm:

AKP HÜKÜMETÝ PKK'YE ÝKÝNCÝ CEPHEYÝ AÇACAK MI?

K.Erdem


I-Giriþ


Barýþ süreci baþladýðýndan beri AKP Hükmeti'nin bu süreç ile ilgili olarak kafa karýþtýrýcý bir çok eylemi ve söylemi oldu.Bu sürecin ilk kamuoyuna deklare edilmesinden itibaren Baþbakan'ýn Siyasi Baþdanýþmaný Yalçýn Akdoðan ile baþlayan bu "gariplikler",Paris Suikasti ile birlikte Baþbakan Erdoðan'ýn yapmýþ olduðu ve sanki "suikastin emrini ben verdim" gibi bir hava yaratan açýklamalarýyla devam etti.Daha sonra bu "gariplikler", BDP'lilere Karadeniz'de devlet destekli linç giriþimi ile devam etti.

Bütün bunlar olurken devlet Kürdistan'da baraj ve yeni karakol yapýmlarýna hýz vermeye baþladý.Koruculuk sistemini laðvedeceðine daha da güçlendirmeye baþladý ve el altýnda Hamas'a verilen desteði daha da arttýrdý. Çoðunluðu devlet ve hükümet yanlýsý olan Akil Adamlar Heyeti'ni ustaca PKK'ye karþý psikolojik hareketin bir aracýna dönüþtürdü.

Bu "gariplikler"e daha sonra baþka "gariplikler" de eklendi. PKK'nin resmi olarak 8 Mayýs'ta (RT Erdoðan'ýn ABD Baþkaný B.Obama ile 16 Mayýs'ta yaptýðý görüþmeden bir hafta önce bu çekilmeyi kararlaþtýrmýþ olmasý,AKP üzerinde ABD baskýsýný kurmaya yönelikti) çekilmeye baþlamasýndan üç gün sonra yani 11 Mayýs'ta Suriye odaklý olduðu ileri sürülen ama büyük bir ihtimal ile AKP Hükmeti'nin El Nusra'ya sipariþ ettiði ve ABD'ye Suriye noktasýnda baský yapmayý ve Barýþ sürecini ikinci plana itmeyi hedefleyen Reyhanlý'daki terör saldýrýsý gerçekleþti.

Reyhanlý'daki terör saldýrýsýndan sonra El Nusra ve Þam Grubu gibi El Kaide'ci terör örgütlerinin MÝT'in desteði ile Rojava'da PYD'ye karþý yoðun bir saldýrýsý ve Rojava'daki Kürt halkýna karþý katliamlarý baþladý.Rojava'da Türkiye'nin desteði olmaksýzýn bu gruplarýn bu kadar büyük bir operasyonel yapýsý olamaz.Çünkü kitle destekleri yoktur ve oraya ihraç edilmiþlerdir ve de çoðu Türkiye üzerinden geçmiþlerdir.

Bütün bu olumsuzluklara hükümet PKK'ye karþý kullanmýþ olduðu dil ile de "katký" yapmaya sürdürmüþtür.Örneðin Taksim Gezi Parký direniþinden önce gerillalar çekilirken Bülent Arýnç'ýn "Cehennemin dibine kadar yollarý var" gibi açýkamalarý hükümetin ne kadar "barýþcý" olduðunu göstermek açýsýndan ilginçtir.Gezi Parký direniþi sýrasýnda hükümet Kürtleri karþýsýna almamak için ve hem Batý'da hem de Doðu'da iki gücün kýskacý arasýnda kalmamak için PKK'ye karþý söyleminde taktik bir yumuþamaya gitmeye özen göstermiþtir ve Gezi Parký eylemlerinin etkisinin zayýflamasý ile birlikte ayný dile yine dönmeye baþlamýþtýr.

Süreç ile ilgili olarak yaptýðýmýz bu kýsa özetten de anlaþýlacaðý gibi aslýnda ortada adý olan ama kendisi olmayan bir "barýþ süreci" ile karþý karþýyayýz.

II-AKP'nin Temel Söylemi: Barýþ Deðil "Çözüm" Süreci


Barýþ sürecinin kamuoyuna deklare edilmesinden sonra, ilginç bir þekilde AKP ve hükümet kadrolarýnýn bu süreci sürekli olarak barýþ deðil "çözüm" süreci olarak deðerlendirmeleri ve bu temelde açýklamalar yapmalarý, hükümetin br "gizli ajandasý" olduðu izlenimine neden olmaktadýr.Baþbakan Erdoðan ve hükümet kadrolarý bu söylemi de "barýþ devletler arasýnda olur" diyerek bundan dolayý bu sürece çözüm süreci dediklerini belirtmektedirler.

Aslýnda bu tür açýklamalar asýl niyeti gizlemek için yapýlan "psikolojik operasyon örtüleri"dir.Dikkatli bir gözlemci, çözüm sürecinin içerisinde hem "barýþcýl" hem de "askeri" olmak üzere iki tür çözümü barýndýrdýðýný hemen anlar.Devlet bugüne kadar olan pratiðiyle, barýþcýl görünüm altýnda "askeri br harekata" hazýrlandýðý ve diplomasiyi de kullanarak baþka güçleri de bu askeri harekata dahil etmek istediði izlenimi vermektedir.

AKP hükümetinin PKK karþýsýnda belirli bir strateji temelinde  hareket ettiðinden ve söylemlerini de bu stratejiye dayandýrdýðýndan þüphe yoktur. Bütün sorun bu stratejinin mantýðýnýn ne olduðunu hangi ihtiyaçtan kaynaklandýðýný ve de nasýl bir deðerler sistemi üzerine oturduðunu kavramaktýr.Bu strateji kavranýldýktan sonra bundan sonra hükümetin atacaðý politik adým ve taktikleri kestirmek ve de yine ayný þekilde hükümet kadrolarýnýn söylemlerini deþifre etmek de kolaylaþýr.

III-Barýþ Süreci ve PKK'nin Kuþatýlmasý


Barýþ sürecinde AKP hükümetinin ve devletin tutumunu iyi anlayabilmek için çok önemli bir kaç noktanýn anlaþýlmasý gerekmektedir:
1-Hükümetin ve devletin PKK ile Demokratik Cumhuriyet temelinde bir anlaþma yapmasý çýkarýna deðildir.Bunun nedeni PKK'nin bu ateþkes ile Suriye (Rojava) ve Ýran'da (Doðu Kürdistan) stratejik kazanýmlar elde ederek orta dönemde Kuzey Kürdistan'ý çevreleyecek ve stratejik konumunu daha da geliþtirecek olmasýdýr.Bu aþamadan sonra Kuzey Kürdistan'da Kürtlerin Kürdistan'ýn diðer parçalarýndaki gibi en azý özerk bir statü elde etmeleri hem meþru olacak hem de durdurulamaz olacaktýr.

2-Böyle bir durum orta vadede Türkiye Cumhuriyeti devleti içerisindeki iktidar bloku üzerinde büyük bir baský oluþturacak ve devletin geleceði noktasýnda görüþ ve siyaset farklýlaþmasý ve de rekabetini geliþtirerek iktidar blokunun zayýflamasýna neden olacaktýr.

3-Ateþkes ortamý ve Demokratik Cumhuriyet baskýsý hem Kuzey Kürdistan'da hem de Türkiye'de ciddi reform baskýlarýna neden olacaktýr.Bu temelde Kuzey Kürdistan'daki demokratik hareketin Türkiye'deki demokratik hareket ile daha fazla yaklaþmasýna ve bu temelde ülke genelinde güçlenmesine neden olarak devlet üzeride demokratik dönüþüm baskýsýný arttýracaktýr.

4-Ýçte ve dýþta giderek kuþatýlacak olan devleti yöneten gerici sýnýf ve tabakalar bir ikilem ile karþý karþýya kalacakladýr:Reform yaptýklarý zaman faþist milliyetçi ve muhafazakar dinci tabanlarýný kaybedecekler ve bunun sonucunda iktidarlarýný kaybedecekler; reform yapmadýklarý zaman ise içeride devrimci ve demoratik cephe tarafýndan kuþatýlacaklardýr dýþarýda da geleneksel müttefikleri ile ters düþeceklerdir.

5-Bundan dolayý hükümetin ve devletin PKK ile masaya oturmada çýkarý yoktur ve ateþkes ortamýný PKK'yi kuþatma ve bastýrma stratejisinin önemli bir halkasýna çevirmiþtir/çevirmek istemektedir.Bu temelde PKK'nin büyük br askeri darbe ile Ortadoðu'da politik ve askeri denklemden çýkarýlmasý Türkiye'nin temel politik stratejisini oluþturmaktadýr ve bütün bölge ve dünya siyasetini de bu stratejiye göre ayarlamaktadýr.

6-AKP hükümeti ve devlet PKK'yi bu kuþatma ve bastýrma stratejisine Entegre (Bütünlüklü) Strateji adýný vermektedirler.Bu strateji içeride ve dýþarýda PKK'yi ekonomik,politik,askeri ve diplomatik olarak önce kuþatmayý daha sonra da öldürücü bir darbe ile yere serme üzerine oturmaktadýr ve bu temelde PKK içerisinde bölünme ve fraksiyon faaliyetlerini geliþtirmeyi öngörmektedir.

7-Bu stratejiye göre devlet, ateþkes ile PKK'nin çekilmesinden yararlanarak Kuzey Kürdistan'da politik ve askeri mevzileri daha da geliþtirmek istemektedir ve bu temelde karakol ve baraj yapýmlarýna hýz vermiþ,koruculuk sistemini güçlendirmeye çalýþmýþ,Kürt Hamas'ýnýn legal partileþme sürecini hýzlandýrmýþ,Akil Adamlar Komisyonu ile PKK ve BDP tabanýný politik olarak baský altýna almaya çalýþmýþtýr.

8-Yine hükümet ve devlet, PKK Genel Baþkaný Abdullah Öcalan ile KCK Baþkanlýk Konseyi arasýnda bir cepheleþme ve bölünme yaratmaya çalýþmakta ve bu temelde medya aracýlýðýyla hükümet ve devlet kadrolarý ile psikolojik operasyonlar yapmaktadýr.Bu temelde özellikle PKK Genel Baþkaný Abdullah Öcalan'ýn BDP ile hareket etmesini saðlayarak KCK Baþkanlýk Konseyi ile cepheleþmesini saðlamaya çalýþmaktadýr.

9-Hükümet ve devlet ateþkes sürecini, savaþ hilesinin doðasýna uygun olarak PKK'yi oyalama,hareketsiz tutma ve gevþetmeye dönük olarak kullanmaya çalýþmaktadýr ki bu temelde uygulayacaðý "askeri baskýn"ýn etkin olmasýný hedeflemektedir.

10-Hükümet ve devlet PKK'yi kuþatma çemberine Güney Kürdistan Federe Yönetimi ve Ýran  ile stratejik bir yakýnlaþma saðlayarak onlarý da dahil etmeye çalýþmaktadýr.Ýran'ýn uluslararasý sýkýþmýþlýðýný ve PJAK korkusunu körükleyerek yine ayný þekilde KDP'yi de PKK'nin Ortadoðu'da etki alanýný geniþletmesi ile korkutmaya çalýþarak onlarý PKK'yi kuþatma çemberine almaya çalýþmaktadýr.

11-Türkiye PKK'yi bu kuþatma manevralarýna Suriye'de (Rojava) El Kaide'ci El Nusra ve Þam Grubu gibi terör örgütlerini bir çok yönden destekleyerek ve onlarý PYD'nin üzerine salarak devam ettirmektedir.

IV-Rojava'da PYD-El Nusra Çatýþmasý ve Türkiye


Son dönemlerde Rojava'da PYD ve El Nusra arasýndaki þiddetli çarpýþmalar, bundan sonra Barýþ sürecinin nasýl bir evrim geçireceði noktasýnda önemli ipuçlarý sunmaktadýr.

AKP hükümeti ve devletin amacý PKK ile tekrar savaþa baþlamadan önce PKK'nin bir çok güç ve cepheden baþka düþmanlar ile savaþa girmesini saðlamaktýr.

Türkiye'nin Suriye içsavaþýnda etkin bir rol oynamasý ve öne çýkmasýnýn AKP Hükümeti'nin iddia etmiþ olduðu gibi "Suriye'ye demokrasinin gelmesi"nin desteklenmesi ile uzaktan yakýndan alakasý yoktur ve hükümetin Suriye politikasý tamamen ikiyüzlü bir temele oturmaktadýr.AKP Hükümeti'nin Suriye'deki içsavaþta  aktif olarak taraf olmasýnýn en büyük ve temel nedeni PKK'yi kuþatma ve onu bastýrma politikasý ile baðlantýlýdýr.AKP Hükümeti'nin Suriye'ye müdahalesi Rojava'daki Kürtlerin bir statü elde etmesini önlemeye dönük olup tamamen anti-demokratik ve gerici bir yapýya sahiptir. Türkiye'nin bu gerici ve anti-demokratik siyaseti,Suriye'de onu gerici El Kaide'ci ve Müslüman Kardeþler örgütleri ile yanyana getirmiþtir.

Suriye'de demokratik bir yapýdan ve siyasetten yana olduðunu belirten AKP Hükümeti'nin Rojava'daki El Kaide'ci terör örgütlerine vermiþ olduðu açýktan destek ciddi bir þekilde izaha muhtaçtýr.Yakýndan bakýldýðý zaman bu desteðin belirli bir stratejinin ürünü olduðu görülmektedir.

Türkiye PKK ile Barýþ sürecini baþlatýrken ve PKK'nin ateþkes ile geri çekilmesini saðlayarak onun güçlerinin belirli bir kýsmýný Rojava'ya kaydýrmasýný saðlayarak bu noktada iki þeyi hedeflemiþtir:
1-Kuzey Kürdistan'da politik ve askeri olarak "alan hakimiyeti"ni geliþtirmek istemiþtir ki savaþ tekrar baþladýðý zaman daha avantajlý bir konumda olsun;
2-PKK'nin kendi dýþýndaki baþka  güçler ile þiddetli bir savaþa tutuþmasýný teþvik ederek,kendisi sudan bahanelerle PKK ile savaþý tekrar baþlattýðý zaman PKK'nin bir çok cephedeki savaþtan dolayý güçleri bölünmüþ durumda olsun.

AKP Hükümeti'nin Rojava'daki El Kaide'ci terör örgütlerine PYD karþýsýnda vermiþ olduðu desteðin amacý, PKK'ye karþý Kuzey Kürdistan'da ikinci bir cephe açmadan önce PKK'nin azami derecede yýpratýlmasý ve güçten düþmesini saðlamaktýr.

V-AKP Hükümeti ve PKK'ye Ýkinci Cephe


AKP Hükümeti PKK karþýsýnda hedeflemiþ olduðu strateji temelinde ilerlemek  ve bundan dolayý da belirli bir zaman sonra PKK'ye karþý Kuzey'den bu ikinci cepheyi açmak zorundadýr.PKK'yi politik ve askeri kuþatmadan giderek çemberin daraltýlmasý politikasýna yani savaþ politikasýna geçmek zorundadýr.

Bunun bir çok nedeni vardýr.

Devlet ve  iktidar bloku içerisindeki iliþkiler,uzun zamandan beri PKK ve Kürt Ulusu karþýsýndaki savaþa göre belirlenmiþtir.Gerici sýnýflarýn oluþturmuþ olduðu bu konsesüs aþýrý Türk milliyetçi ve dini muhafazakar bir deðerler sistemi üzerine oturmuþ durumdadýr.PKK'ye karþý savaþ bu gerici eðilimleri daha katý bir çerçeve içerisine hapsetmiþtir.AKP PKK karþýsýnda saldýrgan ve savaþçý br politika izleyerek bu iktidar bloku içerisinde kendisini varetmektedir ve de kendisini kabul ettirmektedir.AKP hem tabanýný hem müttefiklerini hem de bazý kesimlerin tarafsýzlýðýný PKK üzerindeki savaþ aracýlýðý ile saðlamaktadýr.Bunun nedeni AKP'nin devletin niteliðini deðiþtirmeden onun içerisine sýzmak istemesi ve liberal yanýlsamalarý kullanarak devlet ve iktidar bloku içerisinde hegemonyayý ele geçirmek istemesinden kaynaklanmaktadýr.Bundan dolayý statükoyla ve devletin temel anti-demokratik yapýsý ve politikalarý ile uzlaþmak zorundadýr ki bu politikalarýn en temel olaný PKK karþýtlýðý ve Kürt Ulusu'nun belirli bir statü elde etmesinin önlenmesi politikasýdýr.

AKP'nin PKK'nin kuþatýlmasý ve bastýrýlmasý politikasýyla, devlet ve iktidar bloku içerisindeki gücünü ve iktidarýnýn devamýný saðlamasý politikasý arasýnda sýký bir bað mevcuttur.AKP'nin PKK'nin üzerine gitmeyi durdurmasý durumunda devlet ve iktidar bloku içerisindeki bazý gerici güçleri karþýsýna almasý ve onlar ile ters düþmesi kaçýnýlmazdýr.Özellikle de hem uluslararasý alanda hem de Taksim Gezi Parký direniþinde görüldüðü gibi içeride de sýkýþmýþ olduðu bir dönemde PKK'nin üzerine gitmeyi durdurmasý ve devletin temel politikasýný deðiþtirmesi AKP'nin politik ölümü ile eþ anlamlý olur.

AKP Hükümeti'nin temel amacý bölgedek bütün gerici politik yapýlarý (El Kaide'ci teröristleri,Ýran'ý ve KDP'yi) PKK'yi kuþatma ve ezme politikasýna çekmektir. Türkiye'nin Rojava'da El Kaide'ci teröristleri ABD ve AB ile ters düþme pahasýna desteklemesinin ana nedeni, PKK'ye Kuzey'den açacaðý cepheye bir tür hazýrlýk oluþturmasýdýr.Bu kadar hazýrlýk ve politik riskten sonra bu politikadan vazgeçmesinin kaçýnýlmaz sonucu politik bozgun olur.

Türkiye PKK'ye karþý savaþý, Rojava'daki cepheye ek olarak Kuzey'den baþka bir cephe açarak  daha da geliþtirmek isterken en önemli amacý bu savaþa KDP'yi de çekerek PKK'yi tamamen kýskaca almaktýr.KDP'nin PKK karþýsýnda savaþa çekilmesi ikinci cephenin açýlmasýna ve PKK'nin yýpratýlma durumuna baðlýdýr.Onun için stratejinin bütünlüklü ve bu temelde de etkili hale gelebilmesi için Türkiye PKK'ye belirli bir zaman sonra ikinci cepheyi açmak zorunda kalacaktýr.

VI-Sonuç


Barýþ ya da Çözüm süreci olarak adlandýrýlan süreç aslýnda baþka bir biçimde sürdürülen "savaþ süreci"dir.Devlet ile PKK arasýndaki savaþ aslýnda hiç kesintiye uðramamýþ sadece biçim deðiþtirmiþtir.Süreç kamuoyuna lanse edildikten sonra ve PKK önce fiili olarak sonra da resmi olarak ateþkes pozisyonuna geçtikten sonra, devlet savaþýn biçimini Kuzey Kürdistan'da "psikolojik savaþ" biçimine sokmuþ,Batý Kürdistan'da (Rojava) da El Kaide'ci unsurlarý devreye sokarak "dolaylý savaþ" biçimine sokmuþtur. Bundan dolayý süreç ne Barýþ süreci ne de Çözüm sürecidir sadece baþka bir biçimde ilerleyen savaþ sürecidir.

AKP Hükümeti ve devletin amacý, PKK'yi kuþatma sürecini ona darbe vurma süreci ile birleþtirmeye çalýþmaktýr.PKK'yi kuþatma sürecinden ona darbe vurmaya geçiþ süreci, PKK'ye karþý Kuzey'den ikinci cephenin direk açýlýþý ile içiçe geçmiþ durumdadýr.Devlet hem iç hem de dýþ koþullarý deðerlendirerek bu ikinci cepheyi açmak için en uygun aný bekleyecektir.

Bu noktada PKK'nin devletin Kuzey'den açacaðý bu ikinci cepheye karþýlýk verme biçiminin savaþýn gidiþatý üzerinde önemli bir etkisi olacaktýr.PKK devletin direk askeri müdahalesine gerilla tarzý bir karþýlýktan ziyade,ülke geneline yayýlan yoðun bir serhildan eylemlilikleri ile de karþýlýk verebilir. Bu tür bir eylem tarzý Türk halkýnýn gözünde daha meþru olurken, Batý'da Gezi Direniþi'nde olduðu gibi onlarýn katýlýmýný da teþvik edebilir. Böyle bir politik  karþýlýk gerilla güçlerinin fazla daðýlmamasý ve güçlerinin bölünmemesi açýsýndan da mantýklý gibi görünmekedir.

Bir baþka ihtimal de PKK'nin Kürdistan'ýn baþka alanlarýnda savaþýrken Kuzey'de de serhildan eylemlerini belirli bir gerilla gücü ile desteklemesidir.

Devlet ile PKK arasýndaki savaþ, giderek daha fazla 1992-1993 savaþýna benzemeye baþlamaktadýr.O günkü koþullarda PKK'yi kuþatýp ve bastýramayan devletin bugünkü koþullada bunu baþarmasý imkansýz gibi bir þeydir.

PKK karþýsýnda tutanamayacak olan Erdoðan ve AKP'yi bekleyen tek  þey ise politik ölüm olacaktýr, ki onun için PKK ile baþlayacak yeni savaþ süreci Erdoðan ve AKP için bir "Ölüm-Kalým" mücadelesi olacaktýr ve bundan dolayý "herþeyin mübah olduðu" bir savaþ olacaktýr.