Devrimci Bülten Sayý 76 (1)
komunist - 01 August 2020
ÝÇÝNDEKÝLER

1-Koronavirüs ve Tarihsel Gerçeklik
2-Erdoðan’ýn Son Umudu
3-Devlet Bahçeli Ne Yapmak Ýstiyor?
4-Süleyman Soylu Meselesi Üzerine

KORONAVÝRÜS VE TARÝHSEL GERÇEKLÝK

Koronavirüs (Covid-19) insanoðlunun tarihsel gerçekliðini, bir þamar gibi dünya toplumunun yüzüne vurdu. Bu salgýn, doða ile insan (toplum) arasýndaki iliþkinin kriz durumuna vardýðýnýn en açýk ve þiddetli bir belirtisidir.
Yaznn Tm:
ÝÇÝNDEKÝLER

1-Koronavirüs ve Tarihsel Gerçeklik
2-Erdoðan’ýn Son Umudu
3-Devlet Bahçeli Ne Yapmak Ýstiyor?
4-Süleyman Soylu Meselesi Üzerine

KORONAVÝRÜS VE TARÝHSEL GERÇEKLÝK

Koronavirüs (Covid-19) insanoðlunun tarihsel gerçekliðini, bir þamar gibi dünya toplumunun yüzüne vurdu. Bu salgýn, doða ile insan (toplum) arasýndaki iliþkinin kriz durumuna vardýðýnýn en açýk ve þiddetli bir belirtisidir. Kapitalist toplumda ekonomik krizler nasýl sermaye hareketlerine bir tür tepki ise, küresel ýsýnma, salgýnlar vs. de, doðanýn, insanýn yanlýþ ve olumsuz hareketlerine karþý bir tür tepkisidir ve de savunma mekanizmalarýdýr.

Doða ile insan arasýndaki krizde, insanoðlu sorunun belirtileriyle mi ilgilenecek yoksa temeline mi inecek?

Bu sorun kaçýnýlmaz olarak gelip temel toplumsal çeliþkiye baðlanarak bu çeliþkinin yapýsýna göre þekil almaktadýr/alacaktýr. Ýlk bakýþta toplum-üstü (ya da dýþý)  gibi görünse de aslýnda toplum-içi bir sorundur ve zaten farklý sýnýf ile tabakalarýn soruna kendi ideolojik gözlükleriyle yaklaþtýklarý ve bu sorunu kendi iktidar mücadelesi ve toplumsal hegemonya kurmanýn araçlarýndan bir tanesi haline getirmeye çalýþtýklarýna tanýk oluyoruz/olacaðýz.Bugün dünya toplumunun genel olarak doða karþýsýnda yaþadýðý bir sorunu, zaten Türkiye daha minyatür halde kendi içinde yaþamaktadýr.

Soruna iki düzeyde, biri felsefi-ideolojik olarak, diðeri de toplumsal ve politik olarak yaklaþmak gerekmektedir. Toplumsal ve politik alandaki ilkelerimiz ise, felsefi-ideolojik alandaki ilkelerimizin sonucunda þekillenmek zorundadýr. Bu sorunu baþka bir þekilde koymak da olanaklýdýr: insanýn doða ile iliþkileri, kendi arasýndaki iliþkilerinden baðýmsýz deðildir ya da tersi de doðrudur, insanýn kendi arasýndaki iliþkileri doða ile iliþkilerinden baðýmsýz deðildir.

O halde sorunu ilk olarak felsefi-ideolojik düzeyde ele almaya çalýþalým.

Pandemik (küresel salgýn) düzeye yükselen koronavirüs salgýnýnýn gerçek tarihsel nedeni nedir?

Bu soruya doðru bir cevap vermeksizin, bu salgýna karþý mücadele ya da “savaþta” doðru bir toplumsal ve politik tutumun belirlenmesi mümkün deðildir. Hele de sorunu sadece týp bilimi alanýna indirgemek ve bu alanla sýnýrlý tutmak insanlýða yapýlacak en büyük kötülüklerden birisi olacaktýr.

Koronavirüs salgýnýnýn kökeninde, insanoðlunun doðayý tahrip etmesi yatmaktadýr. Kapitalist üretimin rekabet odaklý ve azami kar hýrsýna dayalý tarihsel yapýsý, artýk tek toplum-içi zararlara (savaþlar, yoksulluk, yaþam düzeyinin kötüleþmesi vs.) yol açmamakta ama üretici güçlerin gelmiþ olduðu düzey bakýmýndan doðaya da büyük zarar vermektedir. Bu zararýn büyümesi ve ilerlemesi, insanoðlunun varlýðýný da tehlikeye düþürmektedir. Çünkü insanoðlu doðanýn bir türevidir yani onun geliþiminin bir tarihsel sonucudur. Varlýðý tamamen doðanýn dengesine baðlýdýr.

Doðanýn tarihsel geliþiminde sadece tek bir canlý (insan), diðer canlýlardan nitelik olarak ayrýþarak ve kendisini toplum biçiminde örgütleyerek, doða ile bir çeliþkiye düþmüþtür. Doða-insan çeliþkisindeki tarihsel gerçeklik ise þudur: ne doða insaný yokedebilir, ne de insan doðayý yokedebilir, çeliþkinin sonucu yani çözümü ikisinin bir sentezi olacaktýr: Hiçbirinin gerçek anlamda diðerinin egemenliði altýna girmediði ama birbirlerinin yýkýcý etkilerini karþýlýklý yönettikleri bir tarihsel denge durumu. Bunun anlamý “doða insanlaþýrken, insan da doðalaþacak”týr.

Doða-insan iliþkisinde ya da çeliþkisinde, doða nesne, insan ise öznedir yani insanýn kendisi neden deðil sonuçtur. Ýnsanoðlu doðanýn yasalarýný bulup ortaya çýkardýkça ve bu yasalar aracýlýðýyla doða ile iliþkisini kurdukça doða karþýsýnda tutunabilcektir. Ýnsanoðlu bilimde ne kadar geliþirse geliþsin, doðanýn dengesini bozduðu ve onu tahrip ettiði müddetçe onun bu denge bozulmasýnýn ortaya çýkardýðý felaketler karþýsýnda hep büyük bedeller ödeyecektir.

Koronavirüs pandemisi, insanoðlunun vahþi doðayý yoketmeye baþlamasýnýn sonucunda ortaya çýkmýþtýr. Vahþi doða içerisine hapsolmuþ olan bu virüslerin , bu alanlarýn insanoðlu tarafýndan tahrip edilmeleri sonucunda giderek serbest kalmalarý ve bu temasýn olduðu bir noktadan küresel topluma yayýlmalarý gerçekleþmiþtir. Bu tür virüsler milyarlarca yýldan beri varolmaktadýrlar ve çeþitleri de yine o kadar çoktur. Kýsacasý bu pandemik salgýn bugün bitse dahi, insanoðlunun doða karþýsýndaki tutumu deðiþmediði müddetçe yarýn bir baþkasýnýn ortaya çýkmasý kaçýnýlmazdýr.

Ýnsanoðlu bir yandan doðayý tahrip ederek, diðer yandan da sürekli olarak onun sonuçlarýyla uðraþamaz ve kaldý ki böyle bir durumda bu savaþý hiçbir zaman kazanamaz. Sadece sorunun belirtileriyle uðraþan bir politika hem bir zaman kaybý hem de büyük bir felakettir.Sorunun çözümü insanoðlunun doða karþýsýnda geri çekilmesi yani onu tahrip eden, baþta küresel ýsýnma olmak üzere, vahþi doðayý yokeden bütün pratikleri yoketmesidir. Ama bu ise ulusal bir politika çerçevesinde çözüme baðlanacak bir durum deðildir. Sorunun çözümü uluslararasý iþbirliðinden geçmektedir.

Ýþte insanoðlu için bütün sorun da burada baþlamaktadýr.

Bu pandemik salgýnda, nasýl jeopolitik ve ulusal kaygýlarýn, uluslararasý iþbirliðinin önüne geçtiðini gördük. Özellikle ABD’nin bunu çok açýktan yapmasý ve bu salgýn sonrasýnda kendisi açýsýndan iyi bir jeopolitik konum elde edebileceði öngörüsünde hareket etmesi, bundan sonra bu tür salgýnlarýn nasýl ele alýnacaðý noktasýnda da bir gösterge oluþturmaktadýr.

Ulusal ekonomilere fazla yük getirdiði için bazý devletlerin (ki baþta Trump’ýn ABD’si), küresel ýsýnmaya karþý oluþturulan uluslararasý iþbirliðinden çekilmesi ve tek baþlarýna hareket etmelerine benzer bir þekilde, bundan sonra da bu tür salgýnlara karþý güçlü bir uluslararasý iþbirliðinin ortaya çýkacaðýný beklemek boþunadýr. Ulusal içe kapanýklýk, ilk bakýþta soruna kýsa vadeli bir çözüm gibi görünse de, sorunun çözümü uluslararasý iþbirliðinden geçmektedir.

Pandemi (küresel salgýn) ayný zamanda toplumlarýn hem yapýsal sorunlarýný açýða çýkardý hem de bu sorunlarýn çözümü için nerelere yoðunlaþýlmasý gerektiðini gösterdi. Saðlýk sektörünün özelleþtirilmesinin ve bu sektörde kamunun dýþlanmasýnýn ne kadar büyük bir yanlýþ olduðu tamamen ortaya çýktý. Yekpare bir kamu saðlýk sektörünün bu tür salgýnlar karþýsýnda esnek bir yapýya olanak saðladýðý ve bu tür salgýnlar karþýsýnda etkili bir örgütlenme olduðunu ortaya koydu. Salgýn ayný zamanda toplumsal sermayenin hangi sektörlere ve hangi biçimlerde ve oranda yatýrýlmasý gerektiði noktasýnda da bir gösterge oluþturmaktadýr.

Bütün mesele bu tarihsel göstergeler toplum tarafýndan bilince çýkarýlacak mýdýr?

Hemen bilince çýkarýlmayacaktýr. Çünkü dünya toplumunda yeni bir daðýtým ve bölüþüm iliþkilerini gerektirmektedir, ki emperyalist sermaye bunu hemen kabul etmeyecektir. Bir kiþinin bir sorun karþýsýnda geçirmiþ olduðu evrimin (bilinçlenme, amaç oluþturma, karar alma ve irade koyma gibi) bir benzerini dünya toplumlarý geçirmek zorundadýr ve bu da sýnýflar mücadelesi biçiminden geçmek zorundadýr.

Ýþçi, emekçi ve orta sýnýflar daha ekolojik bir program ile ortaya çýkarak, kamu sektörünü daha fazla öne çýkararak ve doða karþýsýnda insanoðlunun tutumundan hareketle soruna çözüm aramaya çalýþýrlarken, büyük sermayenin temsilcileri sorunun temeline inmeyerek tam tersine sorunu bir ilaç geliþtirme ya da aþý geliþtirme sorununa indirgeyerek her alanda doða ile uyumlu bir iliþkinin ortaya çýkmasý için gereken toplumsal dönüþümlerden özenle kaçýnmaya çalýþacaklardýr. Faþist ve muhafazakar hareketin yakýn zamanda, küresel ýsýnma ve salgýn gibi sorunlarý, göçmen karþýtý politikalar gibi ele aldýklarýna tanýk olacaðýz. Hatta salgýn sorunu, ilaç ve saðlýk þirketlerinin desteklenmesi ve bunlarýn etrafýnda yeni bir ekonomik örgütlenmeye dahi  neden olacak ve teknolojideki üstünlük hem içte hem de dýþta halklarýn soyulmasý için büyük bir tarihsel kaldýraç haline getirilmeye çalýþýlacaktýr.Savaþ sanayiinde olduðu gibi…

Büyük sermayeye karþýsýnda mücadelesinde iþçi ve emekçiler, doða nezdinde büyük bir müttefike sahip oldular. Bugüne kadar ileri sürmüþ olduklarý ekolojik ve toplumsal politikalar hep görmezlikten gelinmiþ ya da dikkate alýnmamýþtýr. Ama doða bir-kaç ay gibi kýsa bir sürede, sorunun aciliyetini bütün dünya toplumlarýna göstermiþtir. Doða-insan iliþkisinin daha dengeli ve doðru bir tarihsel temele oturabilmesi için, insanoðlunun kendi içerisindeki mücadelesinin iþçi ve emekçiler lehine belirli bir noktaya getirilmesi þarttýr. Salgýn ve küresel ýsýnma toplumsal çeliþkileri daha da keskinleþtirecektir.

Son olarak çok önemli bir noktayý ele alarak makaleyi bitirmeye çalýþalým.

Pandemi bir çok aydýn ve çevreye göre kapitalizmin sonuna geldiðini ve sosyalizme hemen geçilmesi gerektiðini göstermektedir. Bu uzun ve derin bir tartýþmadýr ancak bugünkü kapitalizmin alternatifi sosyalizm deðildir. Bugünkü kapitalizmin alternatifi kamu sermaye odaklý ve özel kapitalizmin ona baðlandýðý ama ulusal olmayan ve daha çok bölgesel karakterli bir devlet kapitalizmidir. Elbette bunun da gerçek bir demokrasi ile yani demokratik özerklik temeline dayanan bir demokrasiyle el ele gitmesi gerekir.

Küreselleþme yanlýþ deðildir ve bu yönde ilerlenmelidir ancak özel kapitalizm biçiminde deðil ama devlet kapitalizmi biçiminde bir küreselleþme ortaya çýkmalýdýr. Bir çok devlet kapitalisti devletin, oturmuþ bir demokrasiyle birbirlerine baðlandýðý ve bu temelde uluslararasý kurumlarýn daha da güçlendirildiði bir yeni dünya düzeni gereklidir, ki böyle bir yeni düzen,  sýnýflar mücadelesi aracýlýðýyla ortaya çýkacaktýr.

DEVRÝMCÝ BÜLTEN